Doğruluk emanettir. Yalancılık hıyanettir. (Hz. Ebu Bekir (r.a.))
Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü, onlar, yalanla imanın bir arada bulunamıyacağını bilirlerdi. (Hz. Âişe (r.anha))
Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim (r.a.))
Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hz. Ali (r.a.))
Yalancı ile cimri Cehenneme girer. Fakat, hangisi daha derine atılır, bilmem. (Şabi (r.a.))
Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalbde boğuşur. (Malik bin Dinar (r.a.))
İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (Hasan-ı Basri (r.a.))
## MENKÎBE
“Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri’ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri’nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla:
– Hasan Basri’yi (r.a.) gördün mü? diye sordular.
O gayet sakin:
– Evet, dedi.
– Nerede?
– İşte şu kulübemde…
Adamlar kulübeye daldı, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri’ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip:
– Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? dediler.
– Ben yalan söylemedim, dedi. Siz göremedinizse, benim suçum ne?
Tekrar girdi, aradı, fakat bulamadılar. Onlar gidince, Hasan Basri Hazretleri:
– Ey Habib! Biliyorum ki Rabb’im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? dedi.
Hazreti Habib mahcub bir şekilde:
– Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil, doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki, Doğruların yardımcısı Allah’tır. Eğer yalan söyleseydim, sizi de beni de götürürlerdi, dedi.”
(DERLEME)
7 Ocak, Mevlâna Takvimi