Misyonerler faaliyetlerini artırmıştır. Dün olduğu gibi bugün de, insanlığı Hz. Îsâ (a.s.)’ın “dîn-i hakiki”sine davet ediyorlar ve Hz. Îsâ (a.s.)’ın tekrar gelişine hazırlık faaliyeti içine giriyorlar. Yapılan görev, hakiki dîne davet değil ki, diye düşünecek isek, bu yanlışlığı gidermenin yolunu bulup tartışmamız ve iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü diyalog faaliyetlerinde çok önemli bir husus dikkat çekmekte, fakat suskun geçilmektedir. Hiçbirinde Hz. Peygamber (s.a.v.) gündeme gelmemektedir. O (s.a.v.)’i tanıma açık şekilde ifade edilmemektedir. Hz. Îsâ (a.s.) ise sürekli gündemde tutulmakta, diyalog onun etrafında ve onun himayesinde gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Hıristiyanın meselesi, Müslümânın tek Allâh inanışına sahip olması değil -zaten böyle olduğunu biliyorlar- Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Hz. Îsâ (a.s.) ile ilgilidir. Ülkemizde de bazı kişi ve gruplar buna cân u gönülden destek olmuşlardır.
Kelime-i Tevhîd’i kısaltarak, Peygamber (s.a.v.) Efen-dimiz’in son peygamber ve nebi olduğunu gündeme getirmek istemiyorlar. Eğer yaptıkları dînlerarası diyalog ise ve İslâm üzerinden bu diyaloğu yapılıyorsa, Hz. Peygamber (s.a.v.)’sız İslâm, İslâm olur mu? Îsâ (a.s.) Allâh’ın oğlu dedikçe, insanlığın problemlerine nasıl çare bulacaksınız? Sadece “sevgi” lafıyla mı. Kapitalizmin, liberal oyunların emrine girmiş, oyuncağı olmuş bir “dîn” ile diyalog kurarak, insanlığın hangi derdine çare bulacaksınız?
Müslümânları Hz. Îsâ (a.s.) arkasında saf tutmaya davet ediyor da Hristiyanları Hz. Peygamber (s.a.v.) etrafında toplanmaya neden çağırmıyorlar? Yoksa Hz. Peygamber (s.a.v.)’in risaleti insanlığın kurtuluşluna kâfi değil midir?
“Muhammed’in nefsi elinde olana yemin ederim ki, Yahûdî olsun, Hıristiyan olsun bu ümmetten beni duyup da getirdiğim Kitab’a îmân etmeden ölen kimse mutlaka cehennemlik olur.” (Müslim)
“Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa, bilsin ki kendisinden böyle bir dîn asla kabul edilmeyecek ve o, âhirette ziyân edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmran s. 85)
(Prof. Yümni Sezen, Dînlerarası Diyalog İhaneti, 174-175.s.)