Bir müslüman, sabah kalktığında güzel bir abdest alarak, halis bir niyet ile namazını kılarsa, evinden Allah (c.c.)’ın adiyle ve Allah (c.c.)’ın rızâsına uygun olarak çalışmak, çoluk-çocuğuna helâl rızık temin etmek niyetiyle çıkarsa; vakti geldiğinde farz ibâdetlerini ifa ederse, akşam güler yüzle Allah (c.c.)’ın kendisine bir emanet olarak verdiği aile-çoluk çocuğunun yanına dönerse ve gecesini de Allah (c.c.)’ın hoşnut olacağı şekilde geçirirse muhakkak ki bu meşguliyetleri bir ibâdet hükmünde olur.
İnsanlığın tek önderi buyuruyor ki: «Sizden biriniz daima abdestli bulunmak niyetiyle abdest alırsa, abdesti bozulmadıkça namazda bulunmuş gibi ecîr alır, sevap kazanır.» (Menavî)
Bundan daha kazançlı bir ticaret bir alış-veriş düşünülebilir mi? Hadis-i şerifte: «Bir müslüman abdestli olduğu halde uyursa, gecesini de ibadetle geçirmiş sayılır.» buyuruluyor.
«— Bunlar bana Allah’ın bir emanetidir.» diyerek çoluk-çocuğuna nafaka temin eden bir müslümanın bu temin ettiği nafaka, en makbul sadaka hükmündedir.
Allah’ın rızâsına uygun olarak meşru yolda yapılan çalışmalar ibâdet hükmündedir.