Kâinat Big Bang ile yani dev bir patlama ile yoktan var edilmiştir. Patlama esnasında ortaya çıkan çekim gücü patlama gücüne baskın çıksaydı, o zaman evren genişleyemeden tekrar içine çökecekti. Eğer bunun tersi gerçekleşse ve patlama gücü çok fazla olsaydı, bu kez de madde birbiriyle bir daha asla birleşmeyecek şekilde savrulacaktı. Peki bu denge ne kadar hassastı? İki güç arasında ne kadarlık bir oranda farklılığa izin verilebilirdi?

Ünlü matematiksel fizik profesörü Paul Davies, bu soruyu cevaplamak için uzun hesaplar yaptı ve inanılmaz bir sonuca ulaştı. Davies’e göre, Big Bang’in ardından gerçekleşen genişleme hızı eğer milyar kere milyarda bir oranda (10-18) bile farklı olsaydı, evren ortaya çıkamazdı. Dünyayı incelediğimizde, neredeyse bitmeyecekmiş gibi duran çok daha büyük “yaşam için gerekli dengeler” listesi oluşturabiliriz. Mesela: Yer kabuğunun kalınlığı; eğer daha kalın olsaydı, atmosferden yerkabuğuna çok fazla miktarda oksijen transfer edilirdi. Eğer daha ince olsaydı, hayatı imkansız kılacak kadar fazla sayıda volkanik hareket olurdu.

Ozon Tabakasının Kalınlığı; eğer daha fazla olsaydı:Yeryüzü ısısı çok düşerdi. Eğer daha az olsaydı, yeryüzü aşırı ısınır, Güneş’ten gelen zararlı ultraviole ışınlarına karşı bir koruma kalmazdı. Sismik (Deprem) Hareketleri; eğer daha fazla olsaydı, canlılar için sürekli bir yıkım olurdu. Eğer daha az olsaydı, okyanus zeminindeki besinler suya karışmaz, okyanus ve deniz yaşamı dolayısıyla bütün Dünya canlıları olumsuz etkilenirdi.

Burada sayılanlar Dünya’da yaşamın oluşabilmesi ve canlılığın devam edebilmesi için gereken, son derece hassas dengelerden sadece birkaçıdır. Bütün bunlar Cenab-ı Hakk’ın kudretinin birer nişânesi değil mi?

(Hugh Ross, Recent Scientifc Discoveries Reval the Unmistakable

Identity of the Creator)