Ebû Hüreyre (r.a.)’in Resûlullâh (s.a.v.)’den bildirdiği hadîs-i
şerîfde: “Güneş, Cuma gününden daha iyi bir gün üzerine
doğmaz. Âdem Aleyhisselâm Cuma günü yaratıldı. Cuma
günü Cennete girdi. Cuma günü Cennetten çıktı. Kıyâmet
Cuma günü kopar” buyurdular.
Enes bin Mâlik (r.a.)’in Resûlullâh (s.a.v.)’den bildirdiği bir
hadîs-i şerîfde ise: “Allâhü Te‘âlâ her Cuma günü altı yüz bin
kişiyi Cehennemden âzâd eder. Bunların hepsi Cehennem
ateşine lâyık olup, Cuma gününün bereket ve fazîleti ile Cehennemden
çıkarılırlar” buyuruldu. Bugünün fazîleti çoktur. Bu
günü, Allâhü Te‘âlâ, Resûlullâh (s.a.v.)’in ümmetine mahsus kıldı.
Günlerin en üstünüdür. Nitekim Resûlullâh (s.a.v.): “Günlerin
ulusu ve efendisi Cumadır. Fıtr (Ramazan) bayramından,
Kurbân bayramından ve Aşûra gününden üstündür.
Dünyâda mü’minlerin bayramıdır. Cennette de Cennet ehlinin
bayramı olacaktır” buyurdular.
Bir hadîs-i şerîfde Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmaktadırlar;
“Güneşin doğduğu günlerin en iyisi Cuma günüdür. Cuma
gününde bir zaman vardır ki, mü’minin o zamanda ettiği duâ
reddolmaz.” Bâzıları, bu zaman ikindi ile akşam ezanları arasındadır
dedi. Bâzısı zeval vaktinden imamın camiye girmesine
kadardır, bâzısı imamın hutbeye sıkmasından namaz kılma vaktine
kadardır dediler. Demek ki, Cuma gününü ibâdet ve duâ ile
geçiren, bu zamanı muhakkak bulur.
Resûlullâh (s.a.v.) başka bir hadîs-i şerîf’inde ise şöyle buyurdular:
“Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi fazîletlidir.
Allâhü Te‘âlâ, o günlerde duâedenin isteğini geri çevirmez,
onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail
olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi,
Cuma gecesi ve günleri.” (Deylemî)
İmâm Gazâli Cuma gününün fazîleti ile ilgili Cuma günü
günâh işlemeden geçerse, diğer günler de selâmetle geçer buyurmuşlardır.
Yâ Rabbi, Cuma gününün, sahibinin ve eşref saatinin hürmetine,
bizim dünyâ ve din işlerimizi iyiliğe çevir ve hepimizi senin
rızâna ve cemâline kavuştur!
(Muhammed Rebhâmi, Riyâdün Nâsihîn, s.178)