Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Cömert kişinin yemeği şifadır, cimri kişinin yemeği hastalıktır.»(Dâr-ı Kutni)
Cömertliğin en üstünü, isârdır. İsâr: İhtiyaç olduğu halde malı harcamak, demektir. Cenâb-ı Hakk buna işaretle buyuruyor ki: «Kendilerinde fakr-u ihtiyaç olsa bile (onları) öz canlarından daha üstün tutarlar. (Yâni kendi ihtiyaçları olsa bile fakir müslüman kardeşlerini kendi nefislerinden üstün tutarlar)» (Haşr s. 9)
İsfehânî’nin Ebû Hüreyre (r.a.)’den yaptığı rivâyette, Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Haberiniz olsun ki her cömert kişi cennettedir; bu Allâh’ın kanunu icabıdır ve ben de ona kefilim. Uyanık olun ki cimri kimse cehennemdedir; bu, Allâh’ın kanunu icabıdır ve ben de ona kefilim (ateşin onun için matlup bir hak olduğuna).»
Bunun üzerine denildi ki:
– Ey Allâh’ın Resûlü! Cömert kimdir, cimri kimdir?
– Cömert, Allâh’ın bırakmış olduğu hakları malından (çıkarıp vermek suretiyle) cömertlik yapandır. Cimri ise, Allâh’ın bırakmış olduğu hakları vermeyen ve bu suretle Allâh’a karşı cimrilik edendir. Cömert kimse, haramdan alıp israf yollu harcayan değildir.
Cimriliğin sebebi, mal sevgisidir ki bu sevgi (toplayıp) sadaka vermek, bedenin kıvamını sağlamak ve bir vecîbeyi yerine getirmek için değildir. Bu mânayla cimrilik kalp âfetlerindendir. Mal sevgisi, harama götürüyorsa, haramdır. Helâle götürüyorsa haram değildir, fakat beğenilir şey değildir.
Dâr-ı Kutnî’nin Ebû Hüreyre (r.a.)’den yaptığı rivâyette, Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Cömertlik (kökü) cennette olan bir ağaçtır. Cömert olan kimse o ağacın bir dalına tutunmuştur; o dal onu cennete sokuncaya kadar terketmez. Cimrilik de (kökü) cehennemde olan bir ağaçtır. Cimri olan kimse onun bir dalını tutmuştur; o dal onu cehenneme sokuncaya kadar bırakmayacaktır.»
(İmâm Birgivî, Tarîkat-ı Muhammediyye Tercümesi, s.219-225)