Adiyy bin Hâtem (r.a.)’in soyu silsile-i nesebi, cûd ü cömertlik ile meşhûr ve insanların lisânlarında ma’rûf olan Hâtem-i Tayy’de son bulur. Adiyy bin Hâtem (r.a.) hicretin yedinci yılında kabîlesi nâmına sefâretle Medîne’ye gelmiş ve kabîlesi halkının toplu olarak müslüman olduklarını Resûlullâh (s.a.v.)’e arz etmiştir.
Huzûr-u Saâdet’e girdiğinde Fahr-i Kâinât (s.a.v.) Efendimiz üstünde oturmakta bulundukları bir minderi asâlet ve soyluluğuna hürmet ederek Adiyy bin Hâtem (r.a.)’e sunmuş ve onu üstüne oturtmuştur.
Cedd-i A’lâsı gibi kendisinin de cömertliği hakkında pek çok nâdir olan menkîbeler nakledilmiştir. “Cevâd ibnü’l-Cevâd” yani Cömerd oğlu cömert diye tavsîf olunur. Kabîlesi halkı ile berâber Adiyy bin Hâtem (r.a.)’in İslâmiyeti çok kuvvetli ve pek samîmi idi. İrtihâl-i Nebeviyye’yi müteâkib arab kabîleleri irtidâd ettikleri halde Adiyy bin Hâtem (r.a.)’in kabîlesinden hiçbir ferdin böyle çirkin bir hareketi görülmemiştir.
Rivâyet edilir ki Nebî (s.a.v.) Mi’râc’da cehenneme muttali kılındı da orada bir sığınakta ateş azâbı görmeyen bir adam gördü. Nebî (s.a.v.):
“Bu adama ne oluyor ki bu sığınakta duruyor ve ateşle azab olmuyor?” diye sordukta Cibrîl (a.s.) dedi ki:
“Bu adam Hâtem-i Tayy’dır. Allâh (c.c.) onun cömertliği dolayısıyla Cehennem azâbına düçâr etmedi.” Hz. Adiyy, tıpkı babası ve Hâtem-i Tâî gibi çok cömert idi. Sahabe arasında kendisine çok hürmet gösterilirdi. Resûl-i Ekrem’in yanına geldiğinde de Re sû lul lah kendisine ikramlarda bulunurdu.
(Hz. Mahmud Sâmî Ramazânoğlu (k.s.), Ashâb-ı Kirâm (r.a.), s.295)