Yüce Allâh, Kitâb-ı Kerimi’nde cinler hakkında bilgi veren Âyet-i Celîlesi’nde buyuruyor ki: “Cinlerden bazıları dediler: Biz semâya dokunduk, onu kuvvetli bekçilerle ve alevlerle doldurulmuş bulduk. Ve biz onun dinlemeğe mahsûs olan oturma yerlerinde oturur (gayb haberlerini dinlemeğe çalışır)dık. Artık şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev parçasını bulur.”
İbn-i Abbas (r.a.)’den rivayetleri de şöyledir: “Cinlerden her bir kabilenin semâda gaybî haberi dinleme ve kulak hırsızlığı yapma yeri vardı. İlâhî vahiyden çaldıklarını kendilerinin dostları olan kâhinlere ulaştırırlardı. Ne zaman ki Allah (c.c.) Muhammed (s.a.v)’i gönderdi, cinlerin bu dinleme işi sona erdi. Kâhinlerin cinlerden aldıkları ilaveli ve karışık haberler kesilince, Araplar da telâşa kapılarak (kıyamet yakındır diye korkarak), develerinden, sığır veya koyunlarından her gün birini boğazlamaya, başladılar… İblis: “Muhakkak yeryüzünde büyük bir olay olmuştur!” dedi ve arzın her tarafından bir toprak parçası getirilmesini askerlerine emretti. Getirilen toprak parçalarını bir bir koklayarak teftiş ediyordu. Sıra Mekke toprağına geldi, onu koklayınca: “İşte olay burada meydana gelmiştir, koşup bakınız!” dedi. Askerleri süratle Mekke’ye gittiler ve gördüler ki, Resûlullah  (s.a.v.) Kur’ân okumaktalar.”
İbn-i Sa’d ile Ebû Nuaym’in İmam-ı Zühri (r.a.)’den sevkettikleri bir rivayete göre, Zührî demiş ki: “Daha önceleri vahiy, cinler tarafından dinleniyordu. İslâm’ın gelmesi ile birlikte bu menedildi. Esed oğulları kabilesinde Suayr adında bir kadın vardı. Onun cinlerden bir arkadaşı bulunuyordu.
Cin arkadaşı yine bir gün kendisine geldi ve acı acı feryad etmeye başladı: “Eyvah, haram dostluklar kaldırıldı, köle muamelesi yapmak yasaklandı, öyle büyük bir emir geldi ki, dayanılmaz derecede… Haberin olsun Ahmed zuhur etti, zina da haram kılındı!…”
(İmam Suyuti, Hasâisü’l Kübrâ, c.1, s.191-193)