Malûm ola ki, Baki’ denilen yer sur (kale duvarları) dışında mübarek bir yerdir ki, vasfa gelmez. Medine kalesinin Bab-ı Cum’a tarafındadır. Bütün mevtaları o kapıdan çıkarırlar. İşte Baki’ dedikleri yer surların dışında etrafı duvarla çevrili bir mezarlıktır, içinde başka başka kubbeler, türbeler, kapılar vardır. Asıl Baki’ mezarlığının dört beş yerde kapısı vardır. Rivayete göre yalnız Ashab-ı kiramdan yetmiş bin kişi gömülüdür bu kabristanda. Hele şehidlerin adedi hiç belli değildir.
Orada taaffün (kokuşma) olmaz. Hem, ilk büyüklerden öyle rivayet olunmuş ki, yarın mahşer günü hesapsız ve azapsız gül sepeti silkeler gibi Baki’ kabristanında yatan mü’minleri Cennete silkeleseler gerektir. O mübarek mahalle defnolunmak değme bir kişiye mukadder olmaz. Eğer olursa bundan büyük saadet olmaz.
Baki’deki kubbelerin altında yatan yüce zatlar: Hazret-i Osman, Cennetü’l Baki’de müstakil bir kubbededir. (r.a.)
Onun karşısında Peygamber (s.a.v.) Efendimizin süt annesi Halime hatun validemiz bir kubbe altındadır. Baki’nin ortasında (s.a.v.) Efendimizin amcası Hazret-i Abbas (r.a.) yatar. Yine ortalarında Hazret-i Hasan, Hazret-i İmam Bakır, İmam Zeyne’l-Âbidin yatarlar (r.a.e.). Yine rivayete göre Hazret-i Fatımatü’z Zehra (r.anhâ) da onlarla aynı kubbe altındadır. Abdullah bin Mes’ud, Osman bin Maz’un (Resûl (s.a.v.) Efendimizin süt kardeşi), Peygamberimiz (s.a.v.)’in oğlu Hz. İbrahim bir kubbe altındadır. Hazret-i Ukayl ibn-i Ebî Talib (Hz. Ali’nin kardeşi) bir kubbededir.
Peygamber (s.a.v.) Efendimizin kızları Rukıyye, Zeyneb, Ümmü Külsum ile Peygamber (s.a.v.) zevcelerinden yedisi bir kubbe altındadır.İmam-ı Malik bir kubbededir. Hz. Ömer (r.a.)’in oğlu Abdullah (r.a.) bir kubbededir. Bunlar Baki’ kabristanı içindedirler. Hariçte Baki’ ile Kale kapısı arasında iki kubbe daha vardır. Birisi Sa’d bin Mu’az ve öteki Ebû Said el-Hudri hazretlerine aittir.
(Derviş Ahmet Peşkarî, Tayyibetü’l Ezkâr, 49-51.s.)