Allâh Te’âlâ buyurdu: «Mallarını gece gündüz gizli, aşikâr (Hakk yolunda) harcayanlar (yok mu?), işte onların, Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku da yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir» (Bakara s. 274).
Resûl (s.a.v.) buyurdu: «Sadaka vermek kabir hasretini söndürür. Kıyamet gününde kişi sadakası gölgesinde oturur». Resûlullâh (s.a.v.) Hazretlerine: «Sadaka vermek kime uygundur?» diye sordular. Resûlullâh (s.a.v.) Hazretleri: «Anasına, sonra babasına, sonra akrabasına vermek gerekir» buyurdu. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri buyurdu: «Bana peygamberlik veren Allâh hakkı için, kim bir yetime sadaka verirse, Hak Celle ve A’lâ Hazretleri kıyamet gününde ona azap etmez. Kim kendi hısımlarına sadaka verip başkalarına vermese, Hakk Celle ve A’lâ Hazretleri o kişiye kıyamet gününde bakmaz».
Ebû Hüreyre (r.a), Resûlullâh (s.a.v.) Hazretleri’nden şöyle nakleder: Resûlullâh (s.a.v.) Hazretleri buyurdu: «Cennette nurdan odalar vardır». Ashab: «Ey Allâh’ın Resûlü! O odalar kimindir?» diye sordu. Resûl (s.a.v.) buyurdu: «İnsanlara sadaka veren, güzel şeyler söyleyen, yemek yediren, halk uyurken gece namazını kılanındır». Yine Resûl (s.a.v.) buyurdu: «Allâh’ın yanında en üstün amel, açlıktan yüreği yanmış birinin karnını doyurmaktır».
Nakledildiğine göre, Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu: “Sizin üzerinize olan sadaka vermekte altı türlü haslet vardır. Üçü bu dünyada, üçü âhirettedir. Dünyada olan üç haslet şunlardır: Bir: Allâh Te’âlâ sadaka veren kişinin rızkını artırır. İki: Hakk Celle ve A’lâ Hazretleri ömrüne bereket verir. Üç: Hakk Te’âlâ evlerini yapar. Âhirette olan üç haslet de şunlardır: Bir: Yarın kıyamet gününde çıplak kalmaz. İki: Başı üzerinde bir gölge bulunur. Üç: Cehennemle arasında perde olur.”
(Yazıcıoğlu Ahmed Bîcan, Envârü’l-’Aşıkîn, s.397)