Ulu’l Azm denilen büyük peygamberlerden olan İbrahim (a.s.) kâfirler tarafından ateşe atılmıştır. O ateşin nasıl soğuk olup da yakmadığına dair üç ihtimal vardır.
Birincisi: Ateşin hararetini ve yakmak halini Cenâb-ı Hakk’ın kaldırıp ateşin ancak ışığı kalmak suretiyle hâsıl olmuştur. Âyet-i Celîle’nin lafzına muvafık olan da budur. Bu hal İbrahim (a.s.)’ın mucizesidir.
İkincisi: Hakk Teâlâ Hazretleri’nin İbrahim (a.s.)’ın cisminde ateşin yakmasına mâni olacak bir keyfiyet halk etmesiyle hasıl olmuştur. Nitekim “Semender” denilen kuş ateş içinde bulunup zarar görmediği gibi İbrahim (a.s.) da ateş içinde zarar görmemiştir.
Üçüncüsü: Hakk Teâlâ Hazretleri’nin İbrahim (a.s.) ile ateş arasında bir engel yaratmasıyla gerçekleşmiştir.
O makamda Hz. İbrahim (a.s.)’ın yedi gün ikamet ettiği ve: “Dünyada en ziyade lezzetlendiğim o yedi gündür!” buyurduğu rivâyet edilir.
O gün dünya yüzünde bilumum ateşlerin sönüp yanmadığı rivâyet edilir.
İbrahim (a.s.)’a denildi ki: Bize faydalı öğütler ver. Bunun üzerine İbrahim (a.s.) şöyle dedi:
“İnsanları dünya işleri ile meşgul gördüğünüz zaman siz de âhiret işleriyle meşgul olun. Onlar dış görünüşlerinin süslenmesi ile meşgul olurlarsa siz de kalbinizin tezyini ile meşgul olun. Onlar bağ, bahçe ve sarayların imarı ile meşgul olurlarsa, siz de kabirlerin imârı ile meşgul olun. İnsanlar birbirlerinin ayıblarıyla meşgul olursa siz de kendi ayıblarınızla iştigal edin. Onlar mahlûkâtın hizmetiyle meşgul olurlarsa sizde bütün mahlûkâtın Rabb’i olan Hâlik (c.c.)’ın hizmetiyle meşgul olun.
Ey insan! Azrail (a.s.) seni çağırmadan önce sen nefsine karşı uyanık bulun. Sabır kalkanı ile zırhlan. Kötü düşmanlarla cihâda devam et. Kendini kurtarmak için ciddiyetini takın. Kötülüklerden alâkanı kes. Sana faydalı olanı al ki herkesin imdad aradığı günde necat bulursun.”
(Hz. Mahmûd Sâmî (k.s.), Hz. İbrahim (a.s.), s.108-109)