Çarşı ve Pazarlarda Bulunmanın Şartları 

Çarşı ve Pazarlarda Bulunmanın Şartları başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in bizlere olan emir ve vasiyetlerinden biri de; mescidlerde uzun süre oturup, çarşı ve pazarlarda fazla kalmamamız hususlarındadır.
Bir hadiste Efendimiz (s.a.v.) bu konuda “Hâkk Teâlâ’nın memleketlerde en çok sevdiği yerler mescidler, en çok nefret ettiği yerler de çarşılardır” buyurmuştur. (Müslim)
Bununla birlikte, bir kişinin geçimini temin etmek veya alışveriş gibi sebeplerle çarşı ve pazarlarda bulunması gerekebilir. Bu durumlarda aşağıdaki şartlara uymalıdır.
Alım ve satım gibi haller kişiyi Allâhü Teâlâ’yı anmaktan alıkoymamalıdır. Komşusuna gelen müşterilerle ilgilenmemeli ve kıskanç nazarlarla oraya bakmamalıdır.
Rızkı hususunda aldığı ve sattığı mala güvenmemelidir. Bu işi boş durmamak için, Allâh (c.c)’un çalış emrine uymak için yaptığını bilmelidir. Bu bakımdan o mala değil, Allâh (c.c)’a güvenmelidir. Zira rızık ve bereketi veren, rızkı arttığında veya azaldığında onu kimseye muhtaç kılmayacak olan O (c.c)’dur.
Ali el-Havas (r.âleyh), rızık kapısı olan dükkânını açtığı vakit, “Ey Fettâh ve her şeyi bilen Allâh’ım! Adınla bu rızık kapısını açıyorum. Ey Allâh’ım! Bu rızık kapısını kullarının faydalanması için açıyorum” diye duâ ederdi. Sonra içeri girer, dükkânını kapayıncaya kadar dışarıda gezinen halka bakmazdı. O, her an, dükkânının içinde dahi Allâh (c. c)’un huzur meclisinde otururdu.
Çarşı ve pazarla ilgili şartlardan biri de, kadınlara bakmamak ve onlarla konuşmamaktır. Şayet nefsi ve kalbi bir kadınla konuşmayı arzularsa, artık çarşıda, dükkânında oturması Allâh (c.c)’a bir masiyet (isyan)’dı.
Bir diğer şart da, çok satış yapmadığı günlerde fazla satış yaptığı günlerden daha fazla sevinmesidir. Böyle yapmakla Hâkk Teâlâ’nın muradını, takdirini kendi arzularına tercih etmiş olur.
(İmâm Şaranî, Büyük Ahidler, s.88-92)