Peygamberimiz (s.a.v.) Havâzinleri bozguna uğratıp Taif üzerine yürümek istediği sırada, Tufeyl b. Amr: “Yâ Rasûlallah! Beni Amr b. Hümeme’nin putu olan Zülkeffeyn’e gönder de, onu yıkayım?” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselam: “Olur!” buyurdu. Onu Zülkeffeyn’i yıkmaya, yok etmeye gönderdi. Tufeyl b. Amr, hemen kavminin yanına gitti. Zülkeffeyn; Huzâaların ve Devsîlerin putu idi. Bunlar, hac yaptıktan sonra Zülkeffeyn’in yanına uğrayıp tazim vazifelerini yerine getirmedikçe, evlerine gelmezlerdi. Zülkeffeyn putu tahtadan yapılmıştı. Tufeyl b. Amr onu yıktı. Üzerinde ateş yaktı. Ateş birden alevlenip tutuştu. Tufeyl b. Amr, onu böyle ateşe verip yakarken, şöyle diyordu: “Ey Zülkeffeyn! Ben senin kullarından değilim. Bizim doğumumuz, senin doğumundan daha eskidir! Ben senin içine ateş doldurdum!”
Zülkeffeyn yakılıp ortada tapılacak bir şey kalmayınca, Devs kabilesi halkı topluca Müslüman oldular. Yüce Allah(c.c.) onlardan razı olsun! Tufeyl b. Amr, yanına kavminden 400 kişi alarak acele yola çıktı. Gelişinden dört gün sonra, Peygamberimiz Aleyhisselama kavuştu. Yanında, ağır savaş aracı olarak debbabe ile mancınık da getirdi. Kur’ân-ı Kerîm’de Huneyn Savaşında Allah (c.c.)’ın müslümanlara olan yardımı şöyle anlatılır: “Andolsun ki; Allah (c.c.), bir- çok yerlerde ve Huneyn gününde, size yardım etmiştir. (O Huneyn gününde ki) çokluğunuz size kibir ve gurur vermişti de, bu, size gelecek şeyden bir şeyi gidermeye yaramamıştı. Yeryüzü, o genişliğine rağmen, başınıza dar gelmişti. (Düşman karşısında) bozguna uğrayarak gerisin geri dönüp gitmiştiniz. Sonra, Allah Resûlü ile mü’minlerin üzerine sekînetini indirdi. Görmediğiniz ordularını indirdi ve kâfirleri azaplandırdı. Bu, o kâfirlerin cezası idi. Sonra, Allah (c.c.), bunun ardından kimi dilerse tevbesini kabul eder.Allah (c.c.) çok yarlıgayıcı ve esirgeyicidir.” (Tevbe s. 25-27)
(M.Asım Köksal, İslam Tarihi)