Bîrûnî’nin Üstadı: İbn Irak

349’da (960) Gîlân’da doğduğu sanılmaktadır. Sultan Mahmûd-u Gaznevî’nin daveti üzerine öğrencisi Bîrûnî ile birlikte Gazne’ye gitti ve ömrünün sonuna kadar orada yaşadı. İbn Irâk, şöhretini daha çok öğrencisi Bîrûnî ile birlikte yaptığı çalışmalara borçludur. Bîrûnî 390’da (1000) yazdığı el-Âs̱ ârü’l-bâḳıye’de “üstadım” diye İbn Irâk’a atıfta bulunurken İbn Irâk da 388’de (998) kaleme aldığı azimet hakkındaki kitabını Bîrûnî’ye ithaf etmiştir. Bîrûnî’nin araştırmaları sırasında karşılaştığı bazı problemlerin çözümü için başvurması üzerine İbn Irâk tarafından birçok eser yazıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Bîrûnî kitaplarının bazılarında İbn Irâk’ın araştırma sonuçlarını kullandığını açıkça ifade etmekte ve ifade tarzından da hocasına verdiği değerin büyüklüğü anlaşılmaktadır.

Gazne’de gözlemler yapan Bîrûnî, güneşin ekvatordan en uzak noktada bulunduğu zamanki yüksekliğini klasik yöntemle ölçerek eğim açısını 23° 35’ şeklinde hesaplamıştır. Fakat daha sonra Muhammed İbnü’s-Sabbâh’ın bir eseriyle karşılaşmış ve hem onda hem kendi çalışmasında bazı hatalar tesbit ederek hocasından bunları düzeltmesini, ayrıca İbnü’s-Sabbâh’ın kullandığı teknik ve metodu da inceleyip eleştirmesini istemiştir.  İbn Irâk, bu talep üzerine İbnü’s-Sabbâh’ın metodunun güneşin ekliptik üzerinde tekdüze (üniform) hareket ettiği kabulüne dayandığı için yanlış olduğunu ortaya koymuştur. İbn Irâk, küresel üçgenler için (kenarlarla karşılarındaki açıların sinüslerine ait oranların birbirlerine eşitliği) veya düzlem üçgenler (kenarların karşılarındaki açıların sinüslerine oranlarının birbirlerine eşitliği) şeklinde ifade edilen sinüs kanununu keşfeden üç kişiden biridir. Diğer ikisi Ebü’l-Vefâ el-Bûzcânî ve Hâmid b. Hıdır el-Hucendî’dir. Şu var ki İbn Irâk, astronomi ve geometriyle ilgili çalışmalarında bu kanunu önemli bir yenilik diyerek kullanmış, ayrıca kitaplarında da ispatını yapmıştır.

(Ferruh Müftüoğlu, TDV İslâm Ansiklopedisi, c. 20, s.87-88)