Bir Zamanlar Kaç-Göç Vardı-2

Bir Zamanlar Kaç-Göç Vardı-2. Dünkü yazımızın devamı olan Bir Zamanlar Kaç-Göç Vardı-2 Asr-ı Saadet devrinden ve yakın tarihimizden örneklerle kadın erkek ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine dair bize önemli bilgiler sunmaktadır.

Parklar, çay bahçeleri, lokantalar, tiyatrolar, tramvaylar ve vapurlarda hanımlar ile erkekler karı-koca bile olsalar ayrı ayrı otururlardı. Arada gerekirse çocuklar veya âmâ yaşlı bekçiler haber götürüp getirirdi.

Tiyatrolarda, kadınlar için ayrı seanslar tertiplenirdi. Tramvaylarda evvelce hanımlara mahsus vagon vardı. Sonra masraf sebebiyle çuha perde ile ayrıldı. Tacizlere engel olabilmek adına, 2005’de Japonya, 2010’da İsrail’de hanımlara ayrı vagon tatbikatına geçilmiştir. Aralık 1923’te tramvaylardaki perdeler kaldırıldı. Artık umumi yerlerde hanımlara ayrı mekânlar tarihe karıştı. Şimdi de evde, sokakta, işte beraber iken, Allâh (c.c.)’un evinde neden erkeklerle ayrı olduğunu merak eden hanımlar, nedense tersini sorgulamayı pek düşünmemektedir.


Emevî İslâmı mı? İlk zamanlarda hanımlar, Resûlullâh (s.a.v.)’in huzuruna çıkıp, dinî müşküllerini danışırlardı. Hicret’in 6. senesinde, hicâb âyeti gelince, artık kadınlarla görüşmedi. Zevceleri vasıtasıyla suâllerine cevap vermeye başladı. Bu âyet-i kerîmede meâlen, “Kadınlara bir şey soracağınız, onlardan bir şey isteyeceğiniz zaman, hicab (perde) ardından isteyin. Bu sizin de, onların da kalbleri için daha hayırlıdır” buyurulur. (Ahzâb s. 53)
Zevceleri Ümmü Seleme (r.ânhâ) anlatıyor: “Meymûne ile birlikte Resûlullâh (s.a.v.)’in yanında idik. Abdullah ibni Ümmi Mektum (r.a.) izin isteyip içeri girdi. Resûlullâh (s.a.v.) bunu görünce bize, “Perde arkasına çekiliniz!” buyurdu. “O âmâdır, bizi görmez” dedim. “Siz de mi öylesiniz?” buyurdu.” (Tirmizî) Bu sebeple İslâm tarihinde sosyal hayat artık hep böylece tanzim olunmuştur. Câmilerde, kadınların erkeklere karışmadan ibadet edebilmesi için hanımlar mahfili bulunur. Nitekim Yahudi havralarında; ayrıca Ermeni, Süryani gibi Şark Hıristiyanlarının kiliselerinde de böyledir. Sosyal hayatın çok safhasında hanımlarla erkeklerin birbirine karışmadan yaşaması, bazıları “Emevî İslâmı” diye burun kıvırsa da, hicab âyetlerine ve Asr-ı Saadet’teki tatbikata dayanır.


(Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci)