Kur’an-ı Kerîm’i tefsîr ve müdâfaa eden Sahâbe: İbn Abbas (R.A.)

Peygamber Efendimiz’in (S.a.v.) “Allah’ım ona İbni Abbas‘a Kitabı, Kitabın tefsirini ve hikmeti öğret. Allah’ım onu dinde ince anlayış sahibi kıl.” Şeklinde dua buyurduğu sahabi Abdullah bin Abbas kimdir? Kur’an-ı Kerîm’i tefsîr ve müdâfaa eden Sahâbe Abdullah bin Abbas kimdir?

Kur’an karşıtları Allâh Resûlü (s.a.v.)’den sonra yeni stratejilerle hamlelerine devam etmişler fakat Ashâb-ı Kirâm karşısında varlık gösterememişlerdir. Çünkü Allâh Resûlü (s.a.v.)’in medresesinde yetişen Kur’an talebeleri, iddiaları çürütmede ve problemleri çözmede son derece mahirdi. Farklı bölgelerde Kur’an-ı Kerîm’i tefsîr ve müdâfaa eden Sahâbe içerisinde Abdullah b. Abbas (r.a.)’in yeri farklıydı. O, Kabe’nin avlusunda oturur, tefsîr dersleri verirdi. Yine bir gün Kabe’nin avlusunda oturmuş, her iki tarafını kuşatan insanlar Kur’an’a dair ona soru yöneltiyor, o da soruları yanıtlıyordu. Nafi’ b. Ezrag, Necde b. Uveymir’le meclisine gelip, Kur’an-ı Kerîm’den bazı kelimeler sordu, tefsîrlerini yapmasını ve Arap dilinden onları doğrulayan beyitler okumasını istedi. İbn Abbas (r.a.), “Akıllarına gelen her konuyu sorabileceklerini” söyleyince, Nafi, 191 ayet okuyup bunlarda geçen garip kelimelerin ne anlama geldiklerini, Arapların bunları bilip bilmediğini ve Arapça’da kullanımı olup olmadıklarını sordu. İbn Abbas (r.a.) her kelimeyi önce tefsîr etti, ardından da Arap dilindeki kullanımlarını, okuduğu şiirlerle delillendirdi. Ulemâ da Kur’an-ı Kerîm etrafında oluşturulan şüpheleri izale etmek için yoğun gayret sarf etti. Fitnenin intişar ettiği yerlerde önde gelen inkarcılarla münazara yaptı. Sözün kalıcı olabilmesi için eserler kaleme aldı. Müfessirler de tefsîrlerinde inkarcılara muknî cevaplar verdi.

Kur’an-ı Kerîm’i tefsîr ve müdâfaa eden Sahâbe: İbn Abbas (R.A.)

İslâm coğrafyasının genişlemesi ve Müslümanların siyaseten güçlenmesine paralel olarak Kur’an karşıtlarının da duruşları değişti. Ayetleri inkarcı kimlikleriyle reddetmeye cesaret edemeyenler “Tefsîr” adı altında O’nun manasını çarpıttılar. Ayetlerin çok anlamlı yapısından istifade ederek, uzak te’vîllerle batıl görüşlerini Kur’an’la irtibatlı gibi gösterdiler.

(Kur’an-ı Kerîm Müdâfaası, s.205-206)