Vaktiyle münafık bir adamın karısı her işinin başında Besmele çekermiş. Kocası da bunu duydukça kızar, karısına darılırmış. Bir gün gene karısının Besmele ile işe başladığını görünce dayanamamış, karısına:
Sen bu sözleri hiç ağzından düşürmez misin?…
Hayır, her işimin başında Besmele çekersem o işim hem kolay, hem yaptığımda bereket olur. Bunu ölünceye kadar söyleyeceğim.
Adam düşünmüş, taşınmış, bu sözlerin kıymetsiz olduğunu ispat ederek karısını mahcup etmek istemiş ve koynundan bir kese çıkararak karısına uzatmış:
— Şunu al da sakla, zamanı gelince senden isterim, demiş.
Mü’min kadın gene besmele çekerek keseyi almış, besmele çekerek sandığını açmış ve besmele çekerek sandığı kapatmış. Aradan bir kaç gün geçmiş. Münafık adam bir gün karısı evde yokken sandığı açıp keseyi almış ve kuyuya atmış. Akşam eve gelince de karısından keseyi istemiş. Kadın gene besmele ile kalkmış, besmele ile sandığını açmış, besmele ile elini uzatmış ve birden bağırmış:
— Allah hayır etsin. Bu sandığa su girmiş, kesen ıslak!..
Koca merak ve heyecanla hanımına «ver bakayım» demiş. Kadın tekrar besmele çekerek keseyi kocasına uzatmış Adam «Keseyi ben kuyuya attım. Cenâb-ı Hak seni utandırmadı. Keseyi sandığa iletti. Allah senden razı olsun. Ben de şimdi îmânı ettim.» diyerek münafıklığa tövbe etmiş.