Batılı Kaynaklara Göre Eski Türkler

Batılı Kaynaklara Göre Eski Türkler başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.


“Avrupa’da ancak bazılarının çok uzun gayret ve çabalarla edinebildikleri nezaket ve tavır inceliklerine, ictimai sınıf ve yaşa bağlı olmaksızın, her Türk’te rastlarız. O kadar dürüst ve namusludurlar ki, başka türlü olunabileceğini düşünemediklerinden ve herkesi gibi sandıklarından daima aldatılırlar. Garanville Murray, 1878.


Türk soyundan gelenler, Avrupalılarla ne kadar az temas etmişlerse o kadar mükemmel ve bozulmadan kalmışlardır. Edmond Dutemple
Birbirlerine karşı dürüst ve müşfiktirler. Yemek yerken, kaç kere, yanlarından geçen bir fakiri sofraya çağırıp doyurduklarını gördüm. Biz bunu yapmazdık. Bertrandon de la Broquiere, 1433.


Türk, evinde çalışkan, fakat ağırdır. Ama bu ağırlığı bazı Almanlardaki gibi hantallıktan ileri gelmez; ruhî kudret ve sükûnunun, kendine duyduğu derin bir itimadın ifadesidir. Cesar Vimercati, 1854.


Türklerde yalancılık, cinayetçe hilekârlık yoktur. Hak yoldan ayrılanları yakmazlar. Padişahlarına tahtta kaldıkları müddetçe itaat ettikleri gibi Allâh’a da hiçbir engizisyona ihtiyaç olmadan mümin ve mutidirler. Lord Byron.

“Eğer Türkler hakimiyetleri altına aldıkları milletlere, Hıristiyanların yaptığı gibi zorla kendi dinlerini kabul ettirmeye çalışmadı. Kur’an-ı Kerim’e uyarak, Büyük Friedriech’in meşhur sözünü söylemesinden asırlarca evvel, ‘Herkesin kendi usulünce ibadet etmesi’ne müsaade ettiler. Manevî cihetten İslâm ülkeleri Hıristiyan ülkelerinden çok daha iyi hayat şartları bahşetmiştir. Türklerde fıtrî iyilik tesir sahasını hayvanlara kadar teşmil etmekte. Türklerle Rumların karışık olarak bulundukları köylerde bir evin hangi tarafa ait olduğunu anlamak için eve girmeye lüzum yoktur; leyleğin damına yuva yaptığı ev, Türk evidir.”


“Türkler hayatını kazanmak için lüzumu kadar çalışır. Para yığmak için hummalı bir şekilde çırpınmayı mânâsız ve gülünç bulur.” Hans Barth, Paris 1898.


(Ahmet Djevad, Yabancılara Göre Eski Türkler)