Aşûrâ gününün fazîletlerindendir ki, Hz. Hüseyin (r.a.) o gün şehîd olmuştur. Hz. Hüseyin (r.a.)‘in şehîd edilmesi, Allâhü Teâlâ’nın, Nebi (s.a.v.)’in torununun derecesini yükseltmek, kerametini kat kat arttırmak, şehidlik sebebiyle, şehidlerin önderi durumunda olanların derecesine ulaştırmak için, Allâh (c.c.) katında günlerin şerefli ve büyüğü olan Aşûrâ gününde olmuştur. Şehîd olduğu gün, mu-sibet günü olsa idi, pazartesi günleri matem tutulurdu. Çünkü Resûlullâh (s.a.v.) o gün irtihâl etmişti. Bunun gibi, Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.) irtihâli de aynı gün olmuştur.
Aşûrâ gününün üstünlüklerindendir ki, Allâhü Teâlâ o gün peygamberlerini düşmanlarından kurtardı. Fir’avn’ı ve kavmini o gün helak eyledi. Gökleri, yeri, Âdem (a.s.)’ı ve daha birçok şerefli şeyleri o gün yarattı. O gün oruç tutanlara büyük sevab ve mükâfatlar hazırladı. O günde orucu, günahlara keffâret eyledi. Bunun için Aşûrâ günü, iki bayram, Cum’a, Arefe ve bunlara benzer şerefli günler gibi oldu. Aşûrâ günü musîbet ve matem günü olsa idi, sahabe ve tabiîn (aleyhimürrıdvan) matem günü kabul ederlerdi. Çünkü onlar o zamana bizden daha yakîn idiler. Hâlbuki onlar Aşûrâ günü çoluk çocuğunu sevindirmek, giydirmek ve oruç tutmak gibi şeyler yaptılar.
Hadîslerde; “Aşûrâ gecesini ihya edeni, Allâhü teâlâ dilediği şekilde ihyâ eder”ve “Her kim Aşûrâ günü oruç tutarsa Allâhü Teâla onu Firdevs-i âlâ’ya varis kılar.” buyurulmuştur. (Kenzü’l Ummal)
İbn-i Abbâs (r.a.)’den bildirilen diğer bir hadîs-i şerîfde ise: “Bir kimse Aşûrâ günü oruç tutsa, Allâhü Teâlâ ona bin şehid sevabı verir. Aşûrâ günü oruçlu olan için, yedi gök ehlinin sevabını yazar. Aşûrâ günü iftar ettirse, Ümmet-i Muhammed’in hepsine iftar ettirmiş, karınlarını doyurmuş gibi sevab yazılır. Aşûrâ günü bir yetimin başını okşayanın, yetimin başındaki saçları sayısı kadar cennette derecesi artar” buyurulmuştur. (İbn Abbas)
(Abdulkâdir-i Geylânî (k.s.), Gunye’tü-tâlibîn, s.352-353)