Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.) kimlerdir? İmâm Kastalâni, El Mevâhib adlı eserinde Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)’i şöyle tarif eder: “Müslüman olup, Resûlullâh (s.a.v.) ile arkadaşlık eden veya kısa da olsa, onu gören veya Resûlullâh (s.a.v.) onu görüp imân üzere ölen kimsedir.” Devamla, Ashâb-ı Kirâm (r.a.e)’i şu üç kısma ayrılır: Muhacirler ile Ensar ve Mekke’nin fethedildiği günde müslüman olanlar.”
Ehl-i Sünnet ulemâsı, istisnasız bütün Ashâb (r.a.e.)’in adâlet ve sadâkatine ittifâk etmiştir. Çünkü, Cenâb-ı Hâkk Kur’ân-ı Kerîm’in bir çok âyetinde Resûlullâh (s.a.v.)’in Ashâbı (r.a.e.)’ni övmüştür: “Ey Resûlüm! İyiliği emreder, fenalıktan alıkorsunuz ve Allâh (c.c.)’a îmânınızda devam edersiniz. (Al-i İmrân s. 110)
Bu âyetin açık delâletinden de anlaşılacağı üzere, Ashâb-ı Kirâm’ın bu ümmetin en iyileri ve en hayırlıları olmasında şüphe yoktur. Çünkü bu ümmeti hayırlı kılan ve ona şeref bahşeden Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’dir. Onlar Resûlullâh (s.a.v.)’in huzurunda bulunmanın ve bizzat ondan terbiye almanın nuru ile nurlanmanın ve yüce dinine her şeylerini fedâ etmenin şerefine nail olmuş bahtiyar insanlardır. Başta Ashâb-ı Kirâm olmak üzere, bu ümmetin en hayırlı bir ümmet olduğuna dair, Allâhü Teâlâ’nın şehâdetine muadil bir şehâdet var mıdır? Bütün evreni ve onun bir parçası olan ümmetleri yaratan Allâh (c.c.), hangi ümmetin veya hangi toplumun daha hayırlı olduğunu hâşâ bilmez mi? Buna inanmayan yani yüce sözünü tekzib eden maazallah kâfir olur, bu konuda bütün ulemânın icmâı vardır. Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in sohbetinde bulunup, yüce İslâm dininin hâkimiyeti için fedakârlıkların en güzelini gerçekleştiren Sahâbe-i Kirâm (r.a.e.)’i sevmek gerekir, İslâm’ın pekçok hükmü onların gayretleriyle bizlere ulaşmıştır. Onlara dil uzatanlar, yani küfredenler İbn-i Abidin (r.âleyh)’e göre mürteddir.
(Mehmed Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Âkâidi, s.157-158)