Hz.Peygamber(s.a.v.)’in      Sahabeleri     karşısında,    düşmanlar
yarım   gün    bile   dayanamazlardı.      Bizans     imparatoru     Hirakl
Antakya’da bulunduğu sırada Rumlar Ashâb’ın karşısında  mağlup
olup kaçt ılar. Hirakl: “Allah sizi kahretsin! Karşınızdaki Arablar da
sizin gibi birer insan değil mi?” dedi. Askerleri; “Evet, onlarda bizim
gibi birer insandır” dediler. Herakl: “Peki onlar sizden daha mı çok?”
dedi. “Hayır biz onlardan kat kat fazlayız” dediler. Herakl: “O hâlde
neden devamlı  yeniliyorsunuz?” dedi. O zaman ileri gelen bir kişi
“Çünkü onlar geceleri namaz kılar, gündüzleri oruç tutar, sözlerinde
durur,  iyiliği  emreder,  kötülükten  sakındırır,  birbirlerine  zulüm  ve
haksızl ık  etmezler.  Oysa  biz,  içki  içer,  zina  eder,  haram  yer,
sözümüzde       durmaz,    soygunculuk      yapar,   zulmeder,     faiz  ve
tefecilikle  uğraşırız.  Allah’ ın  hoşnud  olacağı  şeyleri  yasaklarız,
yeryüzünde  bozgunculuk  yaparız”  dedi.  Bu  söz  üzerine  Hirakl:
“Doğru söylüyorsun” dedi.
Nasrânî  (hrristiyan) Arablardan Birinin Hirakl’e Ashâb (r.a.e.)’in
Vasıflarını  Anlatması:  İslâm  ordusu  Ürdün  bölgesine  girdiklerinde
kendi  aramızda  Şam’ın  kuşanacağından  bahsederek  “Kuşatma
başlamadan gidip bir şeyler alalım” dedik. Pazarda dolaşırken Şam
patriği   bize   haberci   gönderdi.   Yanına   gittiğimizde   “Siz   Arab
mısınız?” diye sordu. “Evet” dedik. “Nasrânî  misiniz?” dedi. “Evet”
dedik. “Biriniz gidin de gizlice şu adamları  gözetleyip maksadlarını
öğrenip  haber  getirin”  dedi.  Birimiz  gidip  aralarına  girdi  ve  bir
müddet     kaldıktan    sonra    yanımıza     gelerek    “Bunlar gibisini
görmedim; geceleri ruhban; gündüzleri kahraman oluyorlar; ok ve
yaylarını  kendileri yapıyor ve cins atlara biniyorlar. Bedenleri zayıf,
çünkü  az  yiyorlar.  Fakat  Allah’ı  anmaktan  ve  Kur’ân  okumaktan
uzak kalmıyorlar. Öyle ki yanındaki adama sesini zor duyurabilirsin”
dedi.  Patrik,  arkadaşlarına  dönerek  “Bunlarla  baş  edebilmenize
imkan yoktur” dedi.
Not: Ashâb-ı Kirâm’ın ahlâkı serisinin
bir sonraki yazısı 28 Ekim’dedir.
(Muham med Yûsuf Kandehlevî (r.h.),  Hayâtu’s-Sahâbe, 4.c, 457-458.S.)