Nüfey İbni Hâris’den (r.a.)’dan rivâyet edildiğine göre,
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Size en büyük günahın
ne olduğunu söyleyim mi?” Resûlullâh (s.a.v.), aynı sözü üç
kez yeniledi. Biz: “Evet, Ey Allâh’ın Resûlü (s.a.v.)!” dedik. O
(s.a.v.): “Allâh’a ortak koşmak ve anne babaya itaatsizliktir”
buyurdular. Sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturdular
ve “İyi belleyin, bir de yalan söylemek, yalancı şâhitlik
yapmaktır” buyurdular.
Âyet-i kerîmede: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi;
ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde
emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında
yaşlanırsa, kendilerine “öf” bile deme; onları azarlama;
ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle
üzerlerine kanat ger ve: ‘Rabbim! Küçüklüğümde
onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdide sen onlara
(öyle)rahmet et!’ diyerek duâet.’’ (İsrâ s. 23-24) buyurulmaktadır.
Allâhü Te‘âlâ, kâfirlerin dost edinilmemesini emreder.
Anne-babaya, kâfir olsalar dahi, Allâh (c.c)’a şirk koşulmasını
emretmeleri dışında dünyada iyi bir şekilde davranılmasını
emreder: Âyet -i kerîmede;
“Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi
(körü körüne)bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara
itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin.” (Lokman s.15)
Bu bakımdan, İslâm’ın esaslarına vakıf olmuş, İslâm’ın
yüksek duygusunu kalbine nakış etmiş olan olgun müminler,
ana ve babalarına hürmet göstermenin en yüksek örneklerini
vermişlerdir. Bunlar İslâm tarihinde sayılamayacak kadar çoktur.
Ne yazık ki bugün ki ana babaya itaat eden evlâd sayısı
azalmaktadır. Bunun sebebi onların kalplerindeki îmanın zayıf
oluşudur. Bunda biraz da ana babaların suçları vardır. Çünkü
onlara dinlerini, îmanlarını yeteri kadar öğretmemişlerdir.
Allâh (c.c) cümlemizi ana ve babasına layıkıyla hürmet
eden ve onların duasını alan kullarından eylesin! Âmin!
(Buhârî, Şehâdât 2654, İsti’zân 6273; Müslim, Îmân 87;
Tirmizî, Şehâdât 2301,Ahmed, 19872)