Anne-Baba ve Kocaya İtaat
Anne-Baba Ve Kocaya İtaat başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Anaya babaya iyilik etmek, (nafile) namazdan, oruçtan, hac ve umreden, Allâhü Te’âlâ’nın yolunda cihattan daha efdaldir.”
Mü’min, sesini ana-babasının seslerinin üstünde yükseltmez, onlarla yüksek bir şekilde konuşmaz. Onlara dinde mubâh olan şeyde itaat eder. Ananın hakkı babanın hakkından daha büyüktür. O halde anaya iyilik etmek daha çok gerekli ve önemlidir. Çünkü ananın şefkati daha çoktur. Bundan dolayı bir hadiste: “Cennet anaların ayakları altındadır.” buyurulmuştur.
Tâbi olanla, tâbi olunanın münasebetlerinden biri de karı koca münasebetleridir. O halde kadın kocasına her halükârda itaat eder ancak masiyet (günâh) olan bir şeyde itaat etmez. Nâfile namaz ve nafile oruç gibi ibadetleri kocasının izniyle yerine getirir. Kocasının getirdiği, Allâh (c.c.)’un rızıklandırmış olduğu şeylere kanaat eder. Kocasının hakkını, kendi hakkının ve diğer akrabalarının hakkının önüne geçirir. Kocasının evinden kimseye bir şey vermez, ancak onun izniyle verir.
Hakların en mühimi iki şeydir: Setr etmek (örtünmek) ve korunmak, diğeri de ihtiyacın ötesinde bir şey istemeyi terketmesidir. Eğer haram ise kocasının kazancından sakınması ve ona şöyle demesidir: “Seni haram kazançtan sakındırırım, ben açlığa sabrederim ama cehenneme sabredemem.”
Kadının güzelliği ile kocasına karşı övünmemesi, çirkinliğinden, fakirliğinden ve yaşının büyük olmasından dolayı kocasını hakir görmemesi gerekir. Hiçbir hal ile kocasına eziyet etmemeli, gücü yeten her hizmeti yerine getirmelidir. Kadın kocasının yokluğu halinde de ciddi, vakur davranmaya devam etmelidir.
(Hadimî, Berîka (Tarîkat-ı Muhammediyye Şerhi), 5.c., 60-62.s.)