Mü’min Allah (c.c.)’ın rahmetinden ümidini kesmemelidir. Çünkü Allah(c.c.)’ın rahmetinden ümidsizliğe düşen kâfirdir ve “Harûriyye” (haricilerin bir kolu) fırkasına mensuptur. Bil ki bir mü’min tüm insanların günahları kadar ma’siyet işlese yine de ilâhî rahmetten ümidini kesmemesi gerekir. “Zîra hakikat şudur ki kâfirler güruhundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez” (Yusuf 87) (mealindeki) âyette sarahaten açıklandığı gibi bu, küfürdür. Müslüman bir kimse bir mü’mini öldürse, bin mü’mine kadınla zina yapsa, namaz kılmasa, oruç tutmasa, zekât vermese, haccetmese, boy abdesti almasa, hasılı daha çok günahları bulunsa -şeâr-i İslamiyyeyi inkara kalkışmadığı sürece- kesinlikle mü’min sayılır. Tevbe ederse Allah (c.c.) tevbesine karşılık verir. Dünyadan tevbesiz göçerse Allah’ın meşiyyetine kalmıştır: Dilerse adaletiyle azab eder, isterse fazlasıyla yarlığar, rahmetiyle Cennete koyar. Şu nitelendirilen mü’min, günahları sebebiyle Allah (c.c.)’a küfretmiştir diyen kâfir olur ve “Harûrî” ismini alır. Şu günahları işleyen bir müslüman dünyadan tevbesiz çıkarsa Cehennemde ebedî kalır düşüncesini savunan da kâfirdir ve Mu’tezile fırkasındandır. Allah (c.c.)’a inandıktan sonra yaptığı günahlar mü’mine zarar getirmez fikrini ileri süren de kâfirdir ve Mürcie mezhebindendir. Allah Teâlâ (c.c.) buyuruyor:
“Şüphesiz ki Allah, kendisine eş tanımasını yarlığamaz. Ondan başkasını, dileyeceği kimseler için yarlığar.” Nisa (18)
“De ki: Ey kendilerinin aleyhinde (günahda) haddi aşanlar. Allah’ın rahmetinden ümidini kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları yarlığar. Şüphesiz O, çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.” (Zümer: 53)
Semerkandi, Sevadü’l-A’zam, S. 100