“Hakkında Allah’ın hiçbir hüccet indirmediği şeyleri ona eş tanıdıklarından dolayı küfredenlerin kalbine şiddetli bir korku salacağız. Onların yurdları ateşdir. Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür.”
Uhud’da arız olan korku üzerine firar edip bir müddet gittikten sonra Ebu Süfyan ve avanesi nedamet ederek geri dönüp ehl-i imanı tamamen kılınçtan geçirmeyi azmetmişlerse de Allah Teâlâ’nın onlara inzal buyurduğu korku sebebiyle cesaret edememişlerdir.
İşte Ehl-i İslamın azlığı ve bozulmasıyla beraber Allah Teâlâ’nın lutfu olan korkuyu kâfirlerin kalblerine yerleştirmeğe bu âyetler vadini birinci defa olarak Uhud vakasında lincâz buyurmuştur.
Burada işaret vardır ki insanların kalblerine korkuyu ve emniyeti, iştiyakı ve isteksizliği ve buna benzer insana yön verici hisleri insana Cenab-ı Hak verir ve sevk eder Nebi (s.a.v.) bunun için:
Kulların kalbleri Cenab-ı Hakk’ın yed-i kudretindedir. Onları dilediği gibi çekip çevirir.
(R.Mahmud Sâmî (k.s.), Uhud Gazvesi, Sh: 87-88)
` ` `
“Sizden birinize bir kardeşinin ölüm haberi geldiğinde şöyle desin:
İnnâ lillahi ve inna ileyhi raciun. Allahümmel hıkhü bissalihine vehlüfhü ala zürrîyetihi filkabirine veğfîrlena velehü yevmeddîni allahümme latehrîmna ecrehü vela teftînna badehü.”       (Dualar ve Zikirler, Sh: 155)