Cenab-ı Allah’ın ilmi yerlerin dibinden göklerin zirvesine kadar cereyan eden her şeyi kuşatmıştır. Yerde ve gökte zerre kadarı dahi O’nun ilminden hariç ve uzak kalamaz. Hatta Allah, kara karıncanın karanlık gecede kara taşın üzerindekini bilir, zerrenin hava içindeki uçuşunu idrak eder. O, açık-kapalı, her şeyi bilendir. Hatırdan geçenlere muttali olur. O, daima bu sıfatta mevsuftur. O’nun bilmesi zatında, yeni hasıl olan ve değişen bir ilimle değildir. Onun bütün olup, olacağı bilmesi ezelî ve ebedi ilmindendir. Bunun içindir ki insan belli şeyleri bilir, diğer şeyleri bilemez kısacası insanoğlunun bilme yeteneği sınırlıdır ve hem de çok sınırlıdır. Allah’ın ilmi sıfatı bütün kainatı kuşatmıştır. Bütün gönüllülerden geçenlerden, yerde, gökte ne varsa hepsinden haberi vardır. İşte insanda Allah’ın herşeyi bildiğini bilip hayatını kontrol edip çirkin ve günah şeylerden sakınması lazımdır.
(İmam-ı Gazâlî, Kırk Hadis)