Ebû Nasr (r.h.)’m isnâdıyla Selâm bin Kays (r.a.)’in rivayet ettiği hadîs-i şerifte: “Bir kimse Allah rızâsı için bir gün oruç tutsa, Allah ta’âlâ, onu, karga yav­rusu uçup ihtiyârlayıncaya kadar uçarak gittiği me­safe miktarınca cehennemden uzak eder.” buyuruldu.

Ebû Sâide’l-Hudrî (r.a.)’in rivayet ettiği hadîs-i şerifte: “Bir kimse, Allah yolunda cihâdda bir gün oruçlu olsa, Allah ta’âlâ onun yüzünü, yetmiş sene­lik mesafe kadar cehennemden uzak eder.” buyurul­du.

Hz. Âişe Sıddîka (r.a.) validemizin rivayet ettiği hadîs-i şerifte: “Oruçlu olarak sabahlayan kimseye gök kapıları açılır. A’zâları tesbîh etmektedir. Birinci kat gökteki melekler onun için o gün, güneş batıncaya kadar istiğfar ederler. Nafile iki rek’at namaz kılsa gök ona nur bahşeder. Cennetteki hûr-i ayndan eşleri, Allah ta’âlâya yalvarıp: “-Yâ Rabbi! Biz o oruçluyu görmeği çok arzu ederiz; onu bize kavuş­tur.” derler. Tesbîh ve tehlîl ederse, yetmiş bin me­lek ona gelip güneşin batışına kadar sevâb yazar­lar.” buyuruldu.

Ebû Salih (r.a.)’in Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet et­tiği hadîs-i şerifte: “İnsana, yaptığı her iyilik için yüz­den yedi yüze kadar o sevabın on katı yazılır. Ancak oruç böyle değildir. Zîrâ Allah ta’âlâ bazı kitâblarında, oruç benim içindir, karşılığı ancak benim. Oruç­luyu kendime yaklaştırırım. Oruçlunun ağız kokusu, Allah ta’âlâ katında misk kokusundan üstündür.” buyuruldu.

(Hz Gavs-ı A’zam Seyyid Abdü’l-kâdir-i Geylânî (k.s.a) Gunyetü’t-Tâlibin, 376-377. s.)

Bir Yorum Bırak