Allah (c.c.) Yolunun Adabı

Allâh (c.c.) yolunda yürüyen, ilerliyen bir sâlikin, her ilerliyenin devam ettiği beş şartı gözetmesi lâzımdır. Bunlar; az yemek, az uyumak, insanlarla bir arada bulunmamak, dâima “Lâ ilâhe illâllah” kelimesini söylemek, bu manâ ile nefsine ve şehvetine muhalefet edip, şeytânla mücâhedeye girişmek ve bütün hareket ve hareketsizliğini şeriat terazisi ile tartmaktır. Demek ki, kalb kapısında oturup, ““Lâ ilâhe illâllah” keskin kılıcını çekip hak olmayan her düşünce ve hâtırayı, kalb kapısından geri döndürmeli, içeri girmesine müsâde etmemelidir. Dağınık düşünce ve hâtıralardan kendini korumalıdır. Bu da, ancak, Allâhü Te‘âlâ’nın, kendi ezelî ilminde, ezelde saâdetini dileyip, tevfîkını refîk ettiği kimselere nasîb olur. Cehdi, çalışmayı ona vâsıta, hidâyeti rehber ve kılavuz eder.
Nakşi Büyüklerden biri der ki: “Fırsat ganimettir. Ömrün tamamını, faydasız işlerle telef etmemek lâzımdır. Hatta bütün ömrü Allâhü Te‘âlâ’nın rızâsına uygun şeylere sarfetmelidir. Lâzım, vâcib ve şart olan budur. Beş vakit namazları ta’dîl-i erkân ile, kalbini ve ruhunu toplayarak, her an Allâhü Te‘âlâ ile olarak, cemâatle edâ etmelidir. Teheccüd namazlarını elden çıkarmamalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli, gaflet uykusuyla uyumamalıdır. Geçici zevk ve lezzetlere aldanmamalı; ölümü ve âhiret hallerini, Cenneti, Cehennemi göz önünde bulundurmalıdır. Şeriata uygun olmıyan dünyâ işleri ile uğraşmamalı, sonsuz âhiret işleri ile meşgul olmalıdır. Dünyâda kimseye muhtâc olmayacak, çoluk çocuğunu da muhtâç etmeyecek kadar bir işte çalışmalı, diğer vakitlerini, âhiret işlerinin yapılmasına, düzelmesine vermelidir. Kısaca gönül, Allâhü Te‘âlâ’dan başkasının sevgisinden kurtulmalı, azâlar, şeriatın ahkâmının icrâsı ile süslenmelidir. Esas iş budur. Bundan başkası hiçtir. Baki ahvâlimiz hayır olsun.”
(Muhammed Rebhami, Riyadünnasihin, s.338)