Ebû Zerr (r.a.) der ki: Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şöyle bu-
yurduklarını işittim.“Ben cennete ilk giren kişiyle
cehennemden en son çıkan kişiyi bilirim. Şöyle ki;
kişi kıyamet gününde huzura getirilir. Allâhü Te’âlâ,
meleklerine ‘Ona dünyada iken işlemiş olduğu küçük
günâhları söyleyiniz, büyüklerini ise gizleyiniz’ buyururlar.
Bunun üzerine melekler adama:
‘Sen şu günde falan falan işi yapmışsın, doğru mu?’
derler. O da büyük günâhlarının sayılmasından korkarak
inkâr etmez ve ‘Evet!’ der. O zaman Allâhü Te’âlâ ‘Onun
işlemiş olduğu her günâhın yerine bir sevâb koyunuz!’ diye
emreder. Bunu duyan kişi ‘Benim şöyle şöyle günâhlarım
daha vardır ki onları burada göremiyorum’ der”. Buraya
geldiğinde Hz. Peygamber (s.a.v.) mübarek azı dişleri
görünecek kadar tebessüm buyurdular.
Hz. Peygamber (s.a.v.) yine buyurdular ki: “Ben ateşten
(cehennemden) en son çıkacak olan kimseyi tanırım. Şöyle
ki o sürünerek ateşten çıkar. Kendisine ‘Haydi git de
cennete gir!’ denilir. Ancak o cennete vardığında oranın
bütün konaklarının dolmuş olduğunu ve kendisine yer
kalmadığını görür. Bunun üzerine geri dönerek ‘Ey Rabbim!
Cennetin bütün konakları dolmuş, bana yer kalmamış’ der.
Ona ‘Sen cehennemde geçirmiş olduğun zamanı hatırlıyor
musun?’ denilir. O da ‘Evet, hatırlıyorum’ der. ‘O hâlde
Allâh’dan istekte bulun!’ denilir. Onun cennetten kendisi için
bir yer istemesi üzerine de ona ‘ Ne kadar yer istemişsen o
senin olduğu gibi onunla birlikte dünyanın on misli de senin
olsun’ denilir. Kişi de ‘Padişahlar pâdişâhı olan Rabb’im!
Sen benimle alay mı ediyorsun?’ der.” Hz. Peygamber
(s.a.v.) bu son cümleyi söylediklerinde yine mübarek azı
dişleri görününceye kadar tebessüm buyurdular.
(Muhammed Yûsuf KandehlevT(r.h.), HayâtuSSahâbe, 3.c, 191.s)