Hikâye olunduğuna göre bir ihtiyar kadın, gemi yaptığı sıralarda Nuh (a.s.)’a uğrayıp onu niçin yaptığını suâl ettikde Nuh (a.s.):
– Allah, kâfirleri tufan ile helak edecek, mü’minleri de bu gemi ile kurtaracak, dedi.
Kadın, vakti geldiğinde kendisine de haber vermesini ve mü’minlerle beraber gemiye bindirmesini söyledi.
Vakit gelince Nuh (a.s.) halkı gemiye bindirmekle meşgul olduğu için kadının ricasını unuttu.
Sonra tufan vaki’ olup küffar helak oldu, mü’minler necat buldu, gemiden çıktıktan sonra ihtiyar kadın gelip:
– Ey Nuh! Sen tufan olacağından bahsederdin, daha vakti gelmedi mi?
Nuh (a.s.):
– Tufan vaki’ oldu. Allah’ın emri yerine geldi, dedi. Böyle derken de kadının hâline teaccüb etti. Allah te’âlâ onu imanı sebebiyle kurtarmıştı ve tufanı görmemişdi.
Allah (c.c.), mü’min kullarını işte böyle himaye eder. Bazı ehl-i keşifden sıhhatle naklolunduğuna nazaran Bursa’daki Ulu Cami arsasının bu kadının evinin bulunduğu yer olduğu söylenmişdir.
(Hz. Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu (k.s.),
Yûnus ve Hûd Sûreleri Tefsîri, 104.s.)