Peygamber (s.a.v), bazı insanların kötülük yapmış birisine ileri geri konuştuklarını duyduğu zaman:
“Susunuz” buyurmuş ve: “Kardeşinize karşı şeytana yardımcı olmayın.” sözüyle onları uyarmıştır.
Hz. Ömer (r.a)’in Allâh (c.c.) yolunda kardeş olduğu birisi Şam’a gitmişti. Hz. Ömer (r.a) Şam’dan Medine’ye gelen bir zâta: “Kardeşim ne yapıyor?” diye durumunu sordu. O da :“O, şeytana kardeş oldu!” dedi. Hz. Ömer (r.a): “Sus! deyince adam: “O büyük günahlara daldı, hatta içkiye bile düştü!” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.):
“Medine’den dönerken bana haber ver.” dedi. Adam dönerken kendisine uğradı. O da kardeşine şu şekilde bir mektub yazdı: “Rahman ve rahim olan Allâh’ın adıyla. Hâ-mim. Bu kitabın indirilişi Aziz ve Alîm olan Allâh’dandır. O günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, bununla birlikte azabı da şiddetli olan, ihsanı bol bir Allâh’dır. Ondan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak onadır.” (Mümin s. 1-3) ayetlerini yazdıktan sonra, bu hususta kendisini uyarıp kınadı. Şam’daki kardeşi mektubu okuyunca ağladı ve: “Allâhü Te’âlâ doğru söylemiştir. Ömer de bana nasihat etti.” dedi ve tövbe ederek günahlardan vazgeçti.”
Rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v), Abdullah b.Ömer’in (r.a) sağa sola bakınıp durduğunu gördü. Ne aradığını sorunca, İbnu Ömer (r.a):
“Yâ Rasûlullah! Bir adamla kardeş olmuştum. Şimdi onu arıyorum ve göremiyorum.” deyince Efendimiz (s.a.v.):
“Ey Abdullah! Bir kimseyle kardeş olduğun zaman; onun ismini, babasının ismini ve evinin adresini sor öğren. Böylece, eğer hasta olursa ziyarete gidersin, bir işi olursa yardım edersin.” buyurdu.
(İmam Şihâbüddîn Sühreverdî, Gerçek Tasavvuf, s.561)