“Kim Allâh için güzel bir ödünç verirse” Bu âyette geçen “kim” (men) soru edatı tasaddukta bulunmaya, yardıma teşvik anlamınadır. Borç anlamına gelen “karz” kelimesi, aslında kesmek anlamındadır. Bu ismin verilmesi, borç veren kimsenin verdiği şeyi malından kestiği içindir. Allâh (c.c.)’e borç vermek ise, Allâh (c.c.) için önceden iyi işler ve ameller göndermektir. Ancak verilecek olan bu borcun, ihlâs ve iyi niyeti içermesi, kişinin nefsini ve kalbini hoş tutması gerekir.
“Allâh (c.c.) de ona, kat kat fazlasıyla geri öder.” Öylesine arttırır ki, bunun ölçüsünü ve miktarını ancak Allâh (c.c.) bilir. İyiliklerin kat kat verilmesinin hikmeti, kıyamette davacılar başına toplansa bile, iflâsa götürülmesini önlemektir. Buna göre, âhirette kulun üzerindeki haklar, iyiliklerin asıl sermayesinden değil, kat kat olarak fazlaca verilenlerden ödenir.
“Allâh (c.c.) hem daraltır, hem genişletir.” Allâh (c.c.) kimine bol imkânlar verir, kimine de kısar veya bazan kısar, bazan da geniş imkânlar verir. Yani hikmet ve maslahat gereği O’nun dilemesi neyi gerektiriyorsa, o olur. Eğer kul, işin bu inceliğini sezerse, o kulun iyilikte bulunması, varlığından vermesi kendisi için kolaylaşmış olur. Sanki Allâh (c.c.) şöyle buyurur gibidir: Siz, daraltanın da, bollaştıranın da Allâh olduğunu bilip, varlığınızın onun genişlik vermesi ve imkânıyla olduğunu anladığınızda, artık bundan böyle cimrilik yapmazsınız. O halde onu Ödünç olarak verin, Allâh’ın size infak edip geniş imkânlar sağladığı ve verdiği gibi, siz de bundan verin. “Ancak O’na döndürüleceksiniz.” Sizin önceden gönderdiğiniz amellerinize göre size muamelede bulunulacaktır. Bu da ya Allâh (c.c.)’ün verdiği va‘d veya bildirdiği cezadır.
(İsmail Hakkı Bursevî (rh.a.),Rûhu’l-Beyân Tefsîri, 1.c.,421.s.)