“Ne gibi şey mâni‘ olabilir Allâh (c.c.)’un onlara azâb etmesine ki, Allâhü Te‘âlâ onlara azâb etmesin! Hâlbuki onlar Mescid-i Haram’ı ziyaretten Ehl-î Îmânı men’ ediyorlar. Onlar şu men’leri sebebiyle azâba müstehâktırlar. Ve onlar Mesacid’in velisi ve mütevellisi olmadılar. Ancak Mescid-i Haram’ın mütevellisi, şirkden ve diğer günâhlardan sakınan müttekîlerdir. Velâkin müşriklerin ekserisi Mescid’in mütevellisi müttekîler olduğunu bilmezler. Onların Mescid yanında namazları, ancak ıslık çalmak ve el ele vurmaktan ibarettir. Hâl böyle olunca Ey kâfirler! Kesb etmiş olduğunuz küfrünüz sebebiyle âhiret azabını tadın.” (Enfâl s. 34-35)

Kâfirlerin Resûlullâh (s.a.v.)’i ve sâir Ehl-î Îmân’ı hicrete mecbur etmeleri ve Hudeybiye vak‘asında Ehl-î Îmân’ı Mekke’ye koymayıp bir muâhedenâme akdederek döndürmeleri Mescid-i Haram’dan men’etmeleri cümlesindendir. İmkânını bulabilselerdi Ehl-î Îmân’dan Mescid-i Harâm’a bir ferd koymayacaklardı. Lâkin bu hususta muvaffâk olamadılar. Ve akıbet Mescid-i Haram’dan kendileri tard olundular. Binâenaleyh; Ehl-î Îmân üzerine tatbik etmek istedikleri plânları kendi ayaklarına dolaşmıştır. Beyt-i Şerif huzurunda onların itikâdınca salât olmadı. Ancak ıslık çalmak ve el ele vurmak oldu. Bunlar tavâf ederken lâyık olmayan şu fiilleri işledikleri gibi, Resûlullâh (s.a.v.) namaz kılarken sağına ve soluna gelirler, zihn-i Resûllullah (s.a.v.)’i teşviş ve Cenâb-ı Peygamber (s.a.v.)’le alay etmek için ellerini birbirine çarpar ve ıslık çalarlardı. Hülâsa; zamanımızda konferanslarda vesâir mehâfilde Avrupa’yı taklîd ederek alkış unvanıyla yapılan el şakırtıları âdet-i câhiliyyeden bulunduğu ve bu âdetin gazâb-ı ilâhîye sebep ve âdât-ı İslâmiyyeye aykırı ve ind-i ilâhî’de mezmûm (kötülenmiş) olduğu bu âyetten anlaşılmış olan fevâid (faydalar) cümlesindendir.

(Hz. Mahmud Sâmî Ramazânoğlu (k.s.), Bedir Gazvesi ve Sûre-i Enfâl Tefsîri, s.133-134)

Bir Yorum Bırak