Hz. Havva, Hz. Şit (a.s.)’a hâmile olunca, alnında parıldamağa başlayan nûr, Hz. Şit (a.s.)’ı doğurduğu zaman, onun alnına geçmişti. Âdem (a.s.) bundan, Hz. Şit (a.s.)’ın kendisinden sonra yerini tutacağını anlamıştı. Şit (a.s.)’ın alnında parlayan Peygamberlik nûru zevcesine, oğlu Enuş doğduğu zaman Enuş’un alnına, ondan da, oğlu Kaynan’ın alnına geçmiş, asırlar boyunca, alından alına geçip durmuş ve nihâyet, Abdulmuttalib’den Abdullâh’a, ondan da, Peygamber (s.a.v.)’e geçip son temelli sahibinde karar kılmıştır.
Rivâyete göre peygamberlerden, ümmeti helâk olan peygamber, Mekke’ye gelir, orada, Allâh (c.c.)’a, ibâdete koyulur, kendisi ve yanında bulunanlar, vefâtlarına kadar orada kalırlardı. Nitekim Nuh, Hûd, Salih ve Şuayb (a.s.e.) de, Mekke’de vefât etmişlerdir. Bunların, kabirleri, zemzem kuyusu ile Hacerülesved rüknü arasındadır. Zemzem ile rükün arasında yetmiş peygamber diğer bir rivâyete göre de hacca gelip vefât eden peygamberlerden orada 99 peygamber gömülüdür.” Âyet-i kerîmede “O halde (Resûlüm), peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret!” (Ahkaf s. 35) buyrulur. Burada zikredilen Ulû’l-azm sahibi Peygamberler rivâyete göre: 1. Nûh (a.s.) 2. İbrahim (a.s.) 3. Mûsâ (a.s.) 4. İsâ (a.s.) 5. Peygamber (s.a.v.)’dir.
Bir hadîs-i şerîfe göre de peygamberlerin seyyidleri de, Nuh, İbrahim, Mûsâ, İsâ (a.s.e.) ve Hz. Muhammed (s.a.v.) olmak üzere beştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) ise, bu beşin seyyididir.
Kıyâmet gününde de, âdemoğullarının seyyidi O (s.a.v.)’dir. Öncekilerin ve sonrakilerin Kıyâmet gününde Hâmd sancağı, O (s.a.v.)’e verilecektir. O gün, peygamberlerin imâmı, hatîbi ve şefâat sahibi O (s.a.v.) olacak ve bütün peygamberler onun sancağı altında toplanacaktır.(M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, c.1, s.12-68)