Hz. Ali (r.a.) diyor ki: Ey Oğul! Her şeyden önce Allah (c.c.)’dan kork. Bütün emirlerini yerine getir. O (c.c.)’yu anmakla kalbini yaşat. İpine sımsıkı sarıl. Eğer tutunursan Rabbinle aranızdaki bağdan daha kuvvetli hangi bağ bulunabilir? Kalbini öğüt dinleyerek yaşat. Zâhidlikle onu öldür.
Ciddi olarak ölümü an. Ve ölümü anmakla kalbini yaşat Her şeyin yok olacağını bil ve kalbinin de yoklukta karar kılacağını ona bildir. Ona dünyâ facialarını ve musibetlerini teker teker göster. Zamanın şiddetini ve kükreyişini gece ve gündüzlerin aleyhine çevrildiğini düşün hatırla ve hatırlat…
Benim vasıyyetimden edineceğin şeylerin en hayırlısı Allah (c.c.)’dan korkup O (c.c.)’ya sığınmak, O (c.c.)’nun sana farz kıldığı şeyleri yerine getirmek, atalarının ve geçmiş insanların izini takib etmektir. Şimdi sen kendi nefsine nasıl güven ve îtimadla bakıyorsan, senden evvel geçen ataların aynı şekilde kendilerine güveniyorlardı. Şimdi sen nasıl düşünüyorsan onlar da aynı şeyi düşünüyorlardı. Fakat neticede iyi ve doğru buldukları şeyi tuttular. Vazifelerini noksansız yapmağa çalışdılar.
Bilmediğin şey hakkında konuşma. Vazifen olmayan şeye karışma. Ve her işi kendi ehline bırak. Sonunda bir felaketin gelmesinden korktuğun yolu terk et. Zira bir işte felaket sezildiğinde onu terketmek, korku ile ilerlemekten daha hayırlıdır.
İyiliği emret ki iyilik ehlinden olasın. Münkeri (kendisinde Allah (c.c.)’nun rızası olmayan şeyi) elin ile ve dilin ile ortadan kaldırmağa çalış. Bütün gücünü sarfederek münkeri işleyenleri uzaklaşdır.
Allah (c.c.) yolunda hakkıyla çalış. O (c.c.)’nun uğrunda mücâhede ve mücâdele etmekden çekinme. Herhangi bir kimsenin ağır sözleri seni yolundan alıkoymasın. Nerede olursan ol Hakk’a ulaşmak için bütün güçlükleri aşmaya çalış.
(Hz. Mahmud Sami (k.s.), Hz.Ali (r.a.) , s. 80- 81)