Müşrikler Peygamberimiz (s.a.v.)’e karşı suikast planları
yaparken Cebrâîl (a.s.) Peygamberimiz (s.a.v.)’e:
“Hani bir zaman da o kafirler, seni tutup bağlamaları
ve öldürmeleri ya da sürüp çıkarmaları için sana tuzak
kuruyordu. Öyle ya Allah tuzakların en hayırlısını kurar.”
(Enfal s. 30)
Ayeti’ni getirince Allah Resulü (s.a.v.): -Ey Cebrâîl (a.s.)
bu Âyet’in nüzul sebebi nedir? diye sordu. Hz. Cebrâîl
müşriklerin planlarını anlattı ve;
-Hakk Te’âlâ senin de Medîne’ye hicret etmeni emretmek-
tedir, dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Alî (r.a.)’i yanına çağırdı.
Ona durumu açıkladılar ve: -Ey Alî! Allâhü Te’âlâ bu gece
Medîne’ye gitmem için izin verdi, insanların bana verdikleri
emânetleri sahihlerine iade et. Gece olunca yatağıma yat.
Allâhü Te’âlâ seni koruyacaktır, buyurdular.
Allâhü Tealâ, Hz. Cebrâîl (a.s.) ile Hz. Mikâil (a.s.)’a;
-Sizi iki kardeş olarak yarattım. Birinizin ömrünü uzun
diğerininkini ise kısa kıldım. Uzun ömrü hanginiz kabul edi-
yorsunuz? diye sordu.
Her iki melek de HakkTe’âlâ’dan uzun ömür diledi. Önce
ölmeye hiç biri razı olmadı. Bunun üzerine Allâhü Te’âlâ’dan
şu nida geldi:
-Ey Cebrâîl ve Mikâil! Bakın. Alî b. Ebû Tâlib benim sevgili
Resûl’üm için kendi canını nasıl feda ediyor! Ölmeye razı
oluyor! izzet ve celâlim hakkı için siz ikiniz de bu gece aşağıya
inin. Alîyi kâfirlerin şerrinden koruyun. Ona bir zarar
veremesinler.
“Yine insanlar arasında kimi de vardır ki Allah’ın
rızâsını kazanmak için kendisini feda eder. Allah ise
kullarına çok şefkatlidir.” (Bakara s. 207)
Allâhü Te’âlâ bu Âyet ile birlikte, Hz. Alî (r.a.)’i koruması
için Hz. Cebrâîl (a.s.)’ı gönderdi.
Not: Dört halife serisinin bir sonraki yazısı 13 Kasımdadır.
(Mustafa Darir (r.h.), Siyer-i Nebi (s.a.v.), 2.c. 171)