Abdulhamid Han’ın İttihatçılara Tavsiyeleri
Abdulhamid Han’ın İttihatçılara Tavsiyeleri. “ Bugün insanı alkışlayanlar, yarın onu paralamasını da bilirler!.. Dikkat et!.. Allâh millete, devlete zevâl vermesin..!” Vefatının sene-i devriyesinde Ulu Hakan’ı râhmet ve minnetle anıyoruz.
Abdulhamid Hân’ı ziyârete ve tavsiyelerini almaya gelen Enver Paşa’ya Ulu Hakan’ın nasihati: “Evet, Enver Paşa, şimdi siz de bir harbe girmiş bulunuyorsunuz. Fakat bu iş acele olmuş, hissiyata kapılarak memleket tehlikeye atılmıştır. İnşallah devletimiz ve milletimiz için hayırlı ve şerefli biter. Fakat hafazanallâh, felâketli biterse, ister misiniz ki, bu da bize Anadolu’ya mal olsun? O zaman elimizde ne kalır? Hareket Ordusu ile İstanbul üzerine yürüdünüz, muzaffer oldunuz, şehri zaptettiniz, saraya kadar dayandınız, beni de hal’ ettiniz… Hepsi güzel… Unutmayın ki, emrimdeki kuvvetlere aslâ ateş etmemelerini, kan dökmemelerini bildirmiştim. Eğer bir mukavemet görseydiniz bu size pek pahalıya mal olacaktı. Ancak bu sayede hiç kimsenin burnu kanamamıştır. Fakat arkadaşlarının gözü hiçbir şeyi görmemişti.
Tedbirlerimi beğenmediler. Beni kaldırıp bir paçavra gibi sokağa attılar. Üstelik 31 Mart hâdisesini benden bildiler. Halbuki bunda hiçbir alâkam yoktu. Asileri tahrik edenler elbet de vardı. Fakat bunlar asla saraya mensup kimseler değildi. Her devirde devletin düşmanları olacaktır. Bunları tahkiksiz, mesnetsiz kuru iftiralarla herkese bulaştırmak vicdani bir hareket değildir.
Beni en çok üzen şey, huzurumdan kovduğum bir insanı, beni saltanattan uzaklaştıran kararı tebliğe memur bir heyete katmanız olmuştur. Bu, Emanuel Karuso’dur. Bu Yahudiyi ne diye karşımıza çıkardınız? Bununla Makam-ı Hilafet ve saltanatı elin Yahudisine tahkir ettirdiniz. Selânik’de bir mason locasının üstad-ı âzamı olan bu zat ile, Hz. Peygamber (s.a.v.)’den beri el üstünde tutulagelen Hilafet, encam bir Yahudi’nin tebligatı ile Hânedan-ı Âli-i Osman’ın bir rüknünden alınmış oldu. İftihar edebilirsiniz. Şimdi iktidardasın, neşen yerinde ve huzur içindesin. İstikbâlin parlak görünmektedir. Fakat bütün bunlara güvenme oğlum, sana son bir nasihât vereyim: “ Bugün insanı alkışlayanlar, yarın onu paralamasını da bilirler!.. Dikkat et!.. Allâh millete, devlete zevâl vermesin..!”
Vefatının sene-i devriyesinde Ulu Hakan’ı râhmet ve minnetle anıyoruz.
(Necip Fazıl Kısakürek, Ulu Hakan Abdulhamid Hân)