Beş türlü imân vardır.
Matbu’ imân: Meleklerin imânıdır.
Mâsum imân: Peygamberlerin imânıdır.
Makbul imân: Mü’minlerin imânıdır.
Merdud imân: Münafıkların imânıdır.
İslam: Yüce Allah (c.c.)’ın emirlerine teslim ol­mak, boyun eğmektir. İman ile İslam arasında lü­gat cihetinden bir fark bulunmakla beraber, İslâmsız imân, imansız İslâm da olmaz. Bunlar, birbirlerinin içi, dışı gibidirler. Aslında imân ile İslâm birdir.
İmân ve İslimin Bedendeki Yeri
İmân: Öyle bir nurdur ki, nuru, insanın bütün azasına yayılmıştır. Fakat azasından birisi kesilin­ce iman parçalanmaz olduğu için oradan kalbe gi­der.
İslam: Allah (c.c.)’ı keyfiyetsiz olarak bilmektir. Bunun yeri, göğüstür.
İmân: Allah (c.c.)’ı, Allâhlığı ile bilmektir. Bu­nun yeri yürektir.
Yürekte, göğsün içindedir.
Marifet: Allah (c.c.)’ı sıfatlarıyla bilmektir. Bu­nun yeri gönüldür. Gönül de kalbin içindedir.
Tevhid: Allah (c.c.)’ı birliği ile bilmektir. Bunun yeri Sırr’dır. Sırr da gönülün içindedir.
Bunlar; Yüce Allah (c.c.)’ın, Nur Sûresi’nin 35. âyetindeki Nur temsilini andırır. Bunlar dört ger­danlıktır ki, dördü de birbirinden ayrı gayrı değil­dirler. Hepsi birleşince, Din olur.
(M. Asım Köksal, İslâm Tarihi, C.3, S.56-57)