İnanan kimse, Cennettekilerin, zâtının künhü mahiyetini kavramaksızın ve herhangi bir şeye benzetmeksizin Allah Teâlâ (c.c.)’yı göreceklerine inanacak.
Bil ki müminler Rablarını, Cennette ayan beyan görecekler. Ay, ondördüncü gecesinde zorluk çekilmeden müşahede olunduğu gibi; inananlar da Rablerine zahmetsizce bakacaklar.
Rü’yet-i cemâli inkâr ederek: Allah (c.c.), basarla = baş gözüyle değil, basiret ile = Kalp gözüyle görülür diyenler sapık ve bid’atçıdır. Çünkü Cenab-ı Hak (c.c.):
“İyi iş, güzel amel yapanlara, daha güzel iyilik, bir de ziyade vardır.” buyurmuştur. (Yunus: 26)
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin -Ebû Bekir, Huzeyfe, Ebû Musa el-Eş’arî gibi- sahabileri ayette geçen: Ziyâde’yi rü’yetullah ile yani cemâl-i ilâhiyye’ye bakmakla tefsir etmişlerdir.
Allah Teâlâ (c.c.) buyuruyor:
“Yüzler (vardır) o gün ter ü tazedir, Rablerini görecektir.” (El-Kıyame: 22,23)
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de bir hadislerinde şöyle buyuruyorlar:
“Şu ayı ondördüncü gecesinde itişip kakışmaksızın (kolayca) nasıl görüyorsanız, Rabbinizi de üst üste yığılmaya lüzum kalmadan rahatça göreceksiniz.”
Kendilerine güvenilir şahısların İbn Ömer radıyallahu anhümâ’dan naklen bize haber verdiklerine göre Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:
“Cennette Allah nezdinde en şerefliniz, sabah-akşam O’nun yüzüne bakanmızdır.” buyurduktan sonra şu mealdeki ayeti okur: “Yüzler (vardır) o gün ter ü tazedir, Rablerini görecektir.” (El-Kıyame: 22, 23)
(Sevad ülA’zam sf. 36)