Belâlar karşısında çare bulunamadığında gösterilecek sabır, sahibine büyük ecir kazandırır. Bu şekilde devam edip bir müddet sonra tedavi olamadığı için ölse, elinden bir şey gelmediği için günahkar olmuş olmaz.
Böbreklerden birisi hayat için zaruri bir diğeri yedek olarak kabul edilse bile O an için zaruri olmasa bile bir müddet sonra zaruri hale gelebilme durumu söz konusu olduğundan yedek zaruri -hayati organın da bir başkasına verilmesi caiz olmaz.
Zira hayati organlar bağışlanamaz. Bu hem intihar demek olacağından hem de hayati öneme sahip organların üzerindeki tasarruf hakkının Allah’a özel olmasından dolayı böyledir.
Her iki organının sağlıklı olmasından yola çıkarak organlarından birisini o organa zaruret duyan bir alıcıya bağışlayan birisi kalan tek sağlıklı organının bir şekilde rahatsızlanması durumunda kendisine bir sağlıklı böbrek aramak durumunda kalacaktır. ‘Bulamayıp öldüğü takdirde hayatına kasdetmiş (intihar) hükmünde olacaktır. Zira Allah’ın kendisine verdiği yedek hayati organı bir başkasına Allah’ın emri dışında verme durumundadır.
Şeriatın tıbba tâbi olması diye bir kaide yoktur. Doğruluk ve yanlışlıkta haramlık ve helallikte asıl Şeriat olduğuna göre, Tıb (uygulama ve tedavi metodlarında) Şeriatin ölçülerine uymak zorundadır. Tıbbın Şeriate uyması bilimsel değerlerin dine çelişmesi gibi bir manaya da gelmez. Burada kasdedilen tıbbın geliştirdiği yöntemlerde Şer’i kural ve ölçülere uygun hareket edilmesidir.)
Tek organ çift organ taksimi tıbbi bir taksim olup Şer’i ölçüler -haramlar ve helaller- den farklılık arzetmektedir. Şeriatte çift organlara zarar verilmesi mubah kılınmadığına göre; vücutta çift olan organlardan birisine bir zarar verildiği takdirde Şer’i had düşmediğine göre şeriatte tek çift ayrımının haramları helal kılma ya da hadleri düşürme gibi bir etkisi söz konusu değildir.
(Muhammed Önder, İslam Fıkhında Organ Naklinin Hükmü s.89-90-92-100)