Muharrem, Hicrî senenin ilk ayıdır. Hicrî tarih; Resûl-i Ekrem (S.A.V.)’in Mekke’den Medîne’ye hicretiyle başlar. Hicretin 16. senesi sonralarında, Hz. Ömer (r.a.)’in emriyle Medîne’de bir meclis toplanarak târih meselesi konuşulmuş. Hz. Ali (k.v.)’nin teklîfi ile hicret târihi birinci ay olarak kabul olunmuştur. Bir gün Hz. Ömer (r.a.)’e, Şâbân ayı târihli bir mahkeme ilâmı, sunulmuştur. Bu ilâma, târihin ayı yazılıp yılı yazılmamıştır. Hz. Ömer (r.a.):
“Bu hangi yılın Şâ’bânı’dır. Bu yılın mı geçen senenin mi?” diye sormak zorunda kaldı.
Bu sırada, Yemen vilâyeti mal emîni Ya’lâ b. Ümeyye (r.a.)’den günü, ayı, yılı yerli yerinde düzgün yazılar almaya başlamış, bu şekil Hz. Ömer (r.a.)’in çok hoşuna gitmişti. Bunun üzerine Muharrem’in 1. günü hicrî târihinin bir başlangıcına vesile olmuştur.
Bu feyizli ve bereketli günün, her müslüman tarafından kutlanması ve kardeşlerine kutlaması dinî bir borçtur. Bu hicretle doğan İslam Devleti (30) yıl gibi çok kısa bir zamanda Endülüs’ten Çin’e kadar, cihânın en kıymetli mıntıkasında insanları, dîn ve vicdan hürriyetine, sulha sükûna kavuşturmuştur.