Şapka Kanunu’nun mecliste görüşülmeye başladığı tarihlerde İstiklal mahkemeleri de tepkileri bastırmak için devreye girmiş, konuyla ilgili birçok ilde infaz kararı ver- miştir.
Erzurum’da 24 Kasım 1925’de kurulan 23 darağacında bir de kadın vardır: Şalcı Şöhret Bacı.
Yetim çocuklarına bakmak için el işi şal örüp, çarşıda satan bir annedir o.
Devlet birden şapka giymeyi emredince halk protesto amacıyla şehir merkezine doğru yürüyüşe geçer. O esnada biri Şöhret Bacı’ya oğullarının da yürüyüşe katıldığını söyler.
Şalcı Bacı hemen hükümet konağının önüne gider. Asker ve halk arasında sürtüşme olduğunu görünce evlatlarını aramaya başlar. Bulamayınca, oğullarını askerlerin teslim aldığını düşünür.
Annelik duygusuyla askerlere bağırır ve şapka hakkında konuşur.
Ne olduğunu anlamadan tutuklanır, yargılanır ve 22 erkekle birlikte asılır.
Rivâyete göre, “Ben bir hatun kişiyim, şapkayla ne işim olur ki?” dese de derdini kimseye dinletemez.
İdam edilirken kadın olduğu anlaşılmasın diye başına çuval geçirilir. Bu süreçte idam edilen ilk ve tek kadın Şöhret Bacı olur.
Şalcı Şöhret Bacı’nın idam hükmünü Çetin Altan’ın de- desi Tatar Hasan Paşa vermiştir. Altan bu konuda bir tevile gerek görmeksizin dedesi hakkında şu satırları yazmıştır:
“Bir şapka isyânını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte, hızını alamayıp bir de kadın asmıştı. Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur tarihimizde.”
(www.dunyabulteni.net/haberler/255710/salci-sohret-bacinin-idami)