Sultân II. Abdülhamîd Hân’ın önceden aldığı tedbîrler ve onun eğittiği askerlerle Haçlı’ya karşı kazanılan ve Türk târihinin dönüm noktasını teşkîl eden bir mübârek zaferdir. Çanakkale Savaşları 8,5 ay sürdü. Memleketin en hassâs yerine yöneltilen taarruz kırıldı. Çanakkale Muhârebeleri, Osmânlı Devleti’nin dört sene harbe dayanmasına, bu yüzden Çarlık Rusyası’nın yıkılmasına sebeb oldu. Bu başarı yalnız Osmânlı kuvvetlerinindir. İlk bombardımandan itibâren 324 gün ve çıkarma gününe göre de tam 259 gün devam ederek neticesinde Osmânlı Ordusu’nun ölümsüz bir zaferiyle kapanan I. Dünya Savaşı’nın bu en kanlı sahnesine ordumuzun en kıymetli ve en büyük kısmı iştirâk etmiş ve semereleri burada inkişâf eylemiştir. Türklerin resmî kayıtlara göre kayıp mikdârı 251.000, müttefiklerin ise 252.000 idi. Türkler, 2200 yıllık târihlerinin en büyük topyekün felâketine ma’rûz kaldılar. Bu savaş sonunda Türkiye’nin hiçbir zaman istilâ görmemiş en değerli toprakları, Anadolu’nun içlerine kadar tahrîp edildi. Türk ekonomisi, savaştan tam bir yıkım hâlinde çıktı. Asrın başlarında 50-100 bin nüfûsa erişmiş Anadolu şehirlerinde nüfûs, yarımın çok aşağılarına düştü. Birinci Cihan Harbi, Türk milletinin askerlik değerini ve manevî gücünü bir defa daha ortaya çıkarmaktan da geri kalmadı. Çanakkale zaferi, Türklerin büyüklük çağlarında kazandıkları zaferlerden biri gibi değerlidir. 4 yıl boyunca Türkler, dünyanın birbirine hiç benzemeyen ülkelerinde Çanakkale’de, Kafkasya’da, Galiçya’da (Polonya), Makedonya’da, Dobruca’da, Yemen’de, Hicaz’da, Libya’da, Sina’da, Filistin’de, Irak’ta, İran’da vuruştular. Teçhizat eksik ve mahrumiyet büyüktü. Savaştan çıkan dört devletin uğradığı muamele hakaretâmizdi. Türkler, baş kaldırdı. Almanlar, Avusturya-Macaristân ve Bulgaristan baş eğdi. (Yılmaz Öztuna, Türkiye Tarihi, c.11, s.248)