Bir böcek uçarken saniyede ortalama birkaç yüz defa kanat çırpar. Hatta kanatlarını saniyede 600 defa çırpabilen böcekler bile vardır. Bir saniyede bu kadar hareketin olağanüstü bir hassaslıkta yapılması, bunun teknolojik olarak taklit edilmesini imkansız kılmaktadır. Nitekim California Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan Michael Dickinson ve arkadaşlarının meyve sineklerinin uçuş tekniğini ortaya koyabilmek için geliştirdikleri robot, meyve sineğinin 100 katı büyüklüğünde ve sineğin kanat hızının ancak binde biri hızla kanat açıp kapama hareketi gerçekleştirebilmektedir. Üstelik her beş saniyede bir kanat hareketi yapan robot sineğin, bu hareketi için 6 ayrı motor kullanılmaktadır. Meyve sinekleri uçmak için birden fazla aerodinamik özellikten yararlanır. Meselâ kanatlar bir vuruş meydana getirdiğinde arkasında girdablı, komplike bir hava dalgası bırakır. Kanat geri dönerken de bunu dümen suyu gibi dalganın içinden geçirerek daha önce kaybettiği enerjisinin bir kısmını yeniden devreye sokar. Saniyede 200 kez kanat çırpan 2,5 milimetrelik meyve sineğinin uçmasını sağlayan kas, diğer bütün böceklerin uçuş kaslarının arasında en güçlüsü olarak nitelendirilir. Ayrıca sineklerde, kanatların yanı sıra sâhib oldukları keskin gözler, denge için kullandıkları ufak arka kanatlar ve kanatların zamanlamasını ayarlayan alıcılar gibi daha pek çok detay da yaratılışındaki mükemmelliği göstermektedir. Sinekler milyonlarca senedir bu aerodinamik kurallardan yararlanarak uçmaktadır. Günümüzde en gelişmiş teknolojileri kullanan bilim adamlarının bile sineklerin uçuş tekniklerini tam olarak açıklayamamaları, Allâh (c.c.)’un kudretinin apaçık delillerinden biridir.
(Michael Dickinson’un 2001 Haziran’da Scientific American dergisinde yayınlanmış makalesinden alıntıdır.)
“Ey insanlar, size bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allâh’ın dışında tapmakta olduk-larınız (hepsi bunun için biraraya gelseler dahi) gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de.” (Hacc s. 73)