Hz. Peygamber (s.a.v.)’e sevgi, elbette ona derin bir ta’zîmi gerektirir. Kur’ân bu konuda detaya kadar inen ilginç atıflarda bulunmuştur. Bizzat Yüce Allâh, Hz. Peygamber (s.a.v.)’e ayrı bir önem ve değer verdiğini çeşitli vesîlelerle ortaya koymuştur. O (c.c.)’un bu kadar değer verdiği bir zâta elbette saygı göstermek, onu incitmekten son derece sakınmak gerekir.
İşte Cenâb-ı Hâkk’ın Nebî (s.a.v.)’le muâmelelerde gözetilecek edebleri misâllerle anlatmış ve Ashâb (r.a.e.)’i uyarmıştır. İbn-i Abbas (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.), Ashâb (r.a.e.)’e evinde yemek yedirir fakat bazen yemekten önce gelirler; yemekten sonra da kalkıp gitmezlerdi. Hâliyle Hz. Peygamber (s.a.v.) sıkılır ama misâfirlerine de bir şey demezlerdi. İşte böyle detay sayılabilecek bir konuda bile Yüce Allâh, Ashâb (r.a.e.)’i uyararak şu âyeti göndermiştir: “Ey imân edenler! Yemeğe çağrılmadan Peygamberin evlerine girmeyin, (şâyed yemek hâricinde size izin verilmiş de girmişseniz) yemek vaktini gözetlemeyin (yemek gelsin diye oturup durmayın). Yemeğe davet edildiğiniz zaman girin, yemeği yeyince de dağılın. Söze dalmayın. Çünkü bu (hareketiniz) Peygamber’e eziyet veriyor fakat o (size bunu söylemekten) utanıyordu. Ama Allâh, hakkı söylemekten utanmaz. Onlardan (Peygamber (s.a.v.)’in hanımlarından) bir şey istediğiniz zaman da perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalbleriniz, hem de onların kalbleri için daha temizdir. Sizin, Allâh’ın Resû-lü’ne eziyet etmeniz ve kendisinden sonra onun eşlerini nikâhlamanız aslâ olmaz. Çünkü bu, Allâh katında büyük bir günâhtır.” (Ahzâb s. 53)
Görüldüğü gibi Yüce Allâh bu âyette Resûlullâh (s.a.v.)’e saygı konusunda en ince detaya kadar inmekte ve Ashâb (r.a.e.)’in onu bilmeyerek de olsa üzmemeleri için onlara bazı edeb konularını hatırlatmakta ve ölümünden sonra da sâdece onun zâtına mahsûs bir hüküm olmak üzere Resûlullâh (s.a.v.)’in eşlerinden birisi ile evlenilmesini kesinlikle yasaklamaktadır.(Diyânet İlmî Dergi, Hz. Peygamber (s.a.v.) Özel Sayısı, 2003, s.476)