“Her kim, İhlâs suresini on bir defa okursa, Cenâb-ı Hâkk kendisine Cennet’te bir ev yaptırır.” Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.): Yâ Resûlullâh, o halde biz de bunu çok okuruz” dedi. Resûlullâh (s.a.v.): “Allâh daha yüce ve daha iyidir” buyurdu.
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her kim, namazda veya dışında yüz defa İhlâs suresini okursa Allâh (c.c.), kendisine Cehennem’den bir berat hazırlar.” (Taberanî)
Enes bin Malik (r.a.), şu hadisi rivâyet etmiştir: “Her kim, İhlas suresini yüz bin defa okursa, nefsini Allah’tan satın almış olur ve bir çağırıcı, Allah tarafından göklerinde ve yerinde şöyle seslenir: Haberiniz olsun, falanca kişi, Allah’ın âzatlısıdır. Her kimin bu kimseden bir alacağı yani hakkı varsa onu Allah’tan alsın.” (Bezzar) Bu hadis, bütün ömründe bir defa bu sayıda ihlas okuyabilen veya halis bir niyetle kendisi için okunan kimseye hamledilir. “Kul, “Lâ ilâhe illallah”, dediği zaman bu söz, onun âmel sayfasına gelerek yanından geçtiği her günâhı siler ve nihayet bir iyilik bulunca yanına oturur.”
Şeriat ve tasavvuf âlimlerinin benimsediği görüş, bu gibi hadislerden maksadın, bunu hem başkasına okutmayı hem de bizzat okumayı içine aldığıdır. Nitekim biz bunu, her iki kesimin istihare hadisiyle âmel etmesinden öğreniyoruz. Halkın (ölünün ardından) yetmiş bin tevhid kelimesi söylemeye dair uygulamaları da böyledir. Nitekim âlimler bunu güzel bulmuşlardır. Söz konusu salih âmeller riya, ücret ve bir lokma dahi olsa bedelden uzak olup, sırf Allâh (c.c.) rızası için olmaları gerekir.(Resail-i İbni Abidin, s.368)