Târihçiler İmâm-ı Âzâm Ebû Hanîfe (r.a.)’in orta boylu, delil getirme yeteneği güçlü, sesi güzel, fizikî yapısı itibariyle mükemmel olduğu husûsunda ittifâk halindedir. İbn Dükeyn (r.âleyh) şöyle demiştir: “İmâm-ı Âzâm Ebû Hanîfe (r.a.) tatlı simalı, sakalı, görünüşü, elbisesi, ayakkabısı güzel, vakar sahibi, heybetli, cömert, güzel kokudan hoşlanan bir kimseydi. Evinden çıktığı zaman insanlar kendisini görmeden güzel kokusunu alırlardı.” Bazı târihçiler de oğlu Hammad’ın onu şöyle tanımladığını naklederler: “Onun görünüşü güzeldi. Elbisenin ve kokunun en güzelini tercih ederdi. Bunları tâbii olarak yapar, zühde aykırı davranmazdı. Böyle davranmak sünnet ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’e ittibadır.”
İmâm-ı Âzâm Ebû Hanîfe (r.a.)’in ahlâkı hakkında gerek ilk gerekse son dönemde birçok âlim eser yazmıştır. Bu eserlerde onun âbid, takvâ ve hilm sahibi, cömert, hocalarına saygılı, talebelerine karşı şefkâtli, ilim öğrenmek ve öğretmekte sabırlı olduğu kaydedilir. İbâdeti hakkında Zehebî (r.âleyh) şöyle demektedir: “Geceleri ibâdet yaptığı, teheccüdü terketmediğine dair haber tevâtür seviyesindedir. Çok ibâdet etmesi, kıyâm yapması sebebiyle “direk” anlamında “veted” diye isimlendirilmiştir. Otuz sene bir rekatta Kur’ân’ı hatmederek gecelerini ihyâ etmiştir. Ayrıca kırk sene akşam abdestiyle sabah namazını kıldığı da bilinmektedir.” İbnü’l-Mübârek (r.âleyh)’in belirttiğine göre gecenin çoğunu ağlayarak ve ibâdet ederek geçirmiştir.(Dr. Muhammed Kasım Abduh el-Harisî,Muhaddisler Nazarında İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe, c.1, s.49-50)