“Her hastalığın temelinde tokluk vardır.” ( Hz. Mu-
hammed (s.a.v.))
“Açlık Allah’ın hazinelerindendir. Allah dilediği ve
sevdiği kimselere verir” (Ebû Süleyman Darani)
İnsana günde 250-500 gr. yemek yeterlidir. Bundan
fazlası, vücutta kalıntı oluşturur ve hastalık yapar. Çün-
kü sürekli yemeklerle uğraşmak, fazlalıkları ve toksinleri
atmak, atılamayanları depolamak çok zor bir iştir. Oruç
bu konuda en iyi yardımcıdır. İnsan oruçluyken, yani aç
kaldığında, vücut hazım işinden azad olur ve kendi ken-
dini temizlemeye yönelir. Vücut oruç sırasında kalıntıları
ve toksinleri, karaciğer ve bağırsaklardan dışkı ile,- akci-
ğerlerden öksürük ve nefesle,- beyinden hapşırma, göz-
yaşı, kulak akıntısı ve geniz akıntısı ile,- böbreklerden
idrar ile, kandan ter ile dışarı atmaya başlar. Bu ağır işin
gerçekleşmesi esnasında çok enerji harcanır. Vücut bu
enerjiyi bulabilmek için açlığın ilk 5-6 gününde glikojen
ve yağ depolarını, sonrasında hastalıklı “zikretmeyen”
hücreleri kullanır.
Açlıktan korkmak için sebep yoktur, açlıktan hiçbir
zarar gelmez. Çünkü, Allâhu Teâla’yı zikreden hücreye
kabirde kurt-böcek dokunamadığı gibi, açlık vücuttaki
“zikreden hücrelere” dokunmaz. Açlıkta beden aç kal-
maz, çünkü her bir hücrenin her zaman 40 günlük zahi-
resi, rızkı vardır. Bununla birlikte vücut, yıllarca toplanan
fazlalıkları gıdaya dönüştürerek kullanabilir. Bunu idrak
edebilen, açlığı rahat karşılar. Alimler: “Sıhhat için aç
kalmak oruç sayılmaz”, derler. Bunun için niyet ederken
öncelikle Allah’ın rızası, sonrasında sağlık kazanmak
niyetiyle oruca başlanmalıdır. Hayızlı ve nifaslı kadınlar
da, oruç niyeti ile değil, sağlık niyeti ile açlık yapmalı-
dırlar.
(Dr. Aidin Sâlih, Gerçek Tıp; Yitik Şifanın İzinde, s.152,153,154)