Zekat Verilmesi Caiz Olmayanlar
Zekat Verilmesi Caiz Olmayanlar başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Zekât, ancak zekâtı hak eden Allâhü Teâlâ’nın belirlediği kişilere verilir. Buna rağmen fakir de olsa veremeyeceği kimseler vardır. Mesela kişi fakir olan oğluna zekât veremez. Zira verecek olursa bu durumda dinî vazife ihlâl edilmiş ve zekâtın toplum ve sosyal hikmetleri gerçekleşmemiş olur. Bu yüzden fakihler zekâtın verileceği yerlerden bahsetmişlerken, verilemeyeceği yerlerden de bahsetme zorunluluğu hissetmişlerdir.
Kendilerine zekât verilmesi caiz olmayan kimseler şunlardır: Ana, baba, eş ve çocuklar. Bir kimse, kendi zekâtını fakir bulunan hanımına, usûl ve füruuna, yani babasına, dedesine, anasına, ninesine, oğullarına, kızlarına, bunların çocuklarına, torunlarına veremez. Hatta hanımı boşanıp henüz iddet beklemekte bulunsa bile ona zekât veremez. Çünkü verdiği zekâtın menfaati kısmen kendisine ait bulunmuş olur. Hâlbuki verilen zekâttan menfaat elde etme tamamen kesilmiş bulunması lazımdır. İmâm Ebû Hanife (r.a)’e göre; kadın da zekâtını fakir bulunan kocasına veremez. Zira yaşam şartları düşünüldüğünde aralarında bir menfaat ortaklığının olduğu adeta kaçınılmazdır.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in yakınları yani Haşimoğulları ile onların azatlılarına zekât verilemeyeceği gibi öşür, adak, keffaret gibi diğer vacip sadakalar da verilemez. Zekât ve benzerleri insanların mallarını yıkamış olan su sayılır. Haşimoğulları’nın kadir ve şerefi ise, bunu kabulden yücedir. Kendilerine yalnız nafile ve ihsân yoluyla sadaka verilebilir.
Haşimoğullarından maksat, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in amcaları Hz. Abbas ile Haris’in evlât ve torunlarından ve Hz. Ali (r.a.) ile kardeşleri Akil ve Cafer (r.a.e.)’in zürriyetinden ibarettir. Bu zatların, ihtiyaçlarına göre beytülmâlin (devlet hazinesi) ganimetler kısmından hisseleri vardır. Bu hisselerini alamadıkları takdirde, ihtiyaçtan kurtulmaları için kendilerine zekât verilebileceğine bazı fıkıh âlimleri fetvâ vermişlerdir.
(Sualli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.3, s.295-296)