İstediğinizde Firdevs’i İsteyiniz

İstediğinizde Firdevs’i İsteyiniz. Firdevs cenneti derece bakımından en yükseğidir. Cennetin dört nehri de ona akmaktadır. Arş onun üstündedir. Allâh (c.c.)’dan cenneti istediğiniz zaman, Fîrdevs’i isteyiniz.”

Ebû Hüreyre (r.a.)’dan naklen Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur: “Allâhü Te‘âlâ, salih kullarına hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, kimsenin hatırından geçmeyen nimetler hazırlamıştır.” Ebû Hüreyre (r.a.) diyor ki, Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz bu hadisi zikrettikten sonra, şu ayeti kerimeyi okudu: “Artık dünyada işledikleri salih amellere mükâfat olarak kendileri için, göz aydınlığından ne hazırlanıp saklandığını kimse bilemez.” Ebû Hüreyre (r.a.) diyor ki: “Ya Resûlullâh, mahlûkat hangi şeyden yaratılmıştır diye sorulduğunda, “sudan” buyurdular. “Cennetin binası nedir?” diye sorulduğunda da: “Bir tuğlası gümüşten, bir tuğlası altından, harcı da en çok koku veren misktendir. Çakılları lü’lü (inci) ve toprağı da zaferandandır. Ona girene nimetler vardır, ümitsizlik yoktur, ebedi kalıp ölüm yoktur. Elbiseleri çürümez, gençliği yok olmaz” buyurdular. Cabir (r.a.) diyor ki: Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu duydum: “Cennet ehli tükenmeyen nimetlerden yer içer, küçük ve büyük haceti def etmezler” denildi ki: “Ya Resûlullâh ya yemek nasıl olur?” Buyurdular ki: “Temiz ve güzel koku veren bir ter olarak çıkar, kokusu misk gibidir. Allâh (c.c.)’a hamd ve tesbihi hatırlatır, rahat nefes vermeyi sağladığı gibi” Übâde (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’den şöyle rivâyet eder: “Cennette yüz derece vardır ki, her derece arası, yerle gök arası kadardır. (Yani birbirlerinden çok farklıdır.) Firdevs cenneti derece bakımından en yükseğidir. Cennetin dört nehri de ona akmaktadır. Arş onun üstündedir. Allâh (c.c.)’dan cenneti istediğiniz zaman, Fîrdevs’i isteyiniz.”

(Mehmed Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Âkâidi, s.267)